“Aşk bana göre mazoşist bir duygu”

Karşımda ışığıyla parlayan, muhteşem bir kadın var… Güzel, seksi, akıllı, eğlenceli… Sinem Öztürk‘ü seyirci Arka Sıradakiler dizisindeki Gamze karakteriyle tanıdı. Onu öyle tanıdık, öyle bildik. Sonrasında Huzur Sokağı ‘nın ağırbaşlı Şükran‘ını canlandırdı…Bugüne kadar 28 kısa filmde rol alan ünlü oyuncu şu sıralar modaya el attı… Güzel oyuncu Sözcü Pazar’a mutlu aile hayatına dair açıklamalar yaptı.

Sinem Öztürk’ü bir de sizin ağzınızdan dinleyelim; Sinem Öztürk kimdir?

Mudurnuluyum ama İstanbul’da doğdum. Babam serbest meslekle ilgileniyor, annem ressam. Marmara Güzel Sanatlar’da sinema okudum. Beş yıl reji yaptım. 28 kısa filmde oynadım, kısa filmler çektim. ‘Arka Sıradakiler’ dizisinde beş yıl rol aldım. Ardından iki sezon Huzur Sokağı…

Moda ile başlamak istiyorum sizden dinleyelim…

Bir marka kurdum arkadaşımla birlikte butik ve aksesuar üzerine. Tasarımları bize ait. Tamamen hayal gücü. Ressam bir aileden geliyorum. Çizimim de iyi ve üretmeyi çok seviyorum. Önce internet üzerinden olacak, daha sonra butik açacağız. Showroom gibi olacak. Daha butik çalışan, kumaş kalitesi, dikiş kalitesi ile bayağı iddialı olacağımız şık bir marka çıkardık. Bir ay içerisinde internet üzerinde satışa başlıyoruz.

İsmi nedir?

Üçgeni takip et logomuz. Ters üçgen. Bu kadını simgeliyor. Doğurganlık. Tamamen ters üçgen oluyor. Bütün kreasyonumuzda, detaylarda bizim üçgenlerimiz var. Hatta kendi sitemizde blogumuz olacak üçgenler üzerine yazılar olacak. Hayatımızdaki üçgenler. İşte kadınların hayatındaki üçgenler mesela bu bir pizza dilimi olabilir, Üçgen bikini olabilir. Bunun biraz da esprili bir yanı da olacak siteye giren sadece alışveriş yapmak için değil o blog da keyifli bir zaman da geçirecek.

Neden üçgen… Bu fikir kimden çıktı?

Ortağım ve benim ortak fikrimiz. Çünkü bir şeyi yaparken biz markayı kurarken en-tari adı entari eski dilde elbise hem de en taze demek. Kadından yola çıkarak ters üçgen kadını simgelediği için ve aynı zaman da suyunda işareti suda doğurganlık. Yapmış olmak için yapmıyoruz. Bir marka olmak içinde bir şey söylemek çok önemliya biz herşeyi yapıyoruz değilde bir farkımız olsun üçgeni görünce evet entari olsun o imza çok önemli bizimde imzamız üçgen olsun diye ve kadını simgelediği için tercih ettik.

TÜRKİYE’DE KADININ DEĞERİ YOK!

Kadın dedik o zaman size Türkiye’deki kadına şiddeti sormak istiyorum neler söyleyeceksiniz?

İçler acısı artık haber bültenlerini bile oturup izleyemiyorum psikolojim bozuluyor. O kadar kötü bir haldeyiz ki çok acı. Görüyoruz kadın koruma talep ediyor öldükten sonra haberlerini görüyoruz. Biraz daha kadına dahil korumaya dahil bir şeyler olması lazım. Kadınların el üstünde tutulması lazım ne yazık ki bu Türkiye’de çok eksik içim acıyarak izliyorum. En azından yardım isteyen kadına destek olun. Size gelen kadını geri cevirmeyin. Annem de bir sergi hazırlığında kadına şiddetle ilgili. Üstüne gelince söylemek istedim.

Diziniz bitti yeni bir şeyler var mı ?

Evet bitti…Tiyatronun sezonunu kapattık. Şimdi tatile girdim görüşmeler var üç dört ayrı yerle görüşüyorum sürpriz ama daha tam belli değil inşallah en uygun bir işle tekrar yeni sezona başlarım diye düşünüyorum. Şuanda belirgin bir şey yok.


KÖTÜ KADIN OLMAK BENİ HEYECENLANDIRIR

Keşke şu projede ben de olsaydım dediğiniz bir dizi var mı?

“Kara Para Aşk”ı çok beğeniyorum. Çok kaliteli geliyor bana çok güzel. Türk dizilerinden şuan tek takip ettiğim tek o. Onun içerisinde olsam güzel olurdu. Ama yine farklı bir şeyler istiyorum. Arka Sıradakiler 5 sezon gitti onun ardından Huzur sokağında oldum. Çok aynı şeyleri oynamak beni sıkıyor ve doyurmuyor aynı şeyleri oynamaktan zevk almıyorum. Şükran, karakterinden en farklı, en ters köşe neyse onu tercih edicem. O yüzden çok proje var ma önemli olan içine sindiği heyecanlanacağım noktada evet diyeceğim. Onu bekliyorum. Kötü, fettan kadın olabilir. Şükran karakterinin tam tersi bir şey.

ŞÜKRAN TADINDA KIZLARI GÖZLEMLEDİM

Türbanlı bayanı oynuyordunuz…Bunun için ekstra bir çaba harcadınız mı?

Onu düşündüm Şükran’ın yaşam tarzı, büyüdüğü çevre, daha geçmişini düşündüm nasıl büyümüştür. Oturması, kalkması, aile şartları, çevre baskısı yani illa kapalı olması gerek yok etrafımda Şükran tadında kızları gözlemledim daha doğrusu. İşte şöyle oturur şöyle bakar utangaçlığı, çekimserliği, ama bir noktada da kararlı onu çizmek için daha çok bu zamana kadar gözlemlediğim şeyleri bir araya getirdim direk birine kitlenmedim hep bu zamana kadar gözlemlediklerimi bir araya getirdim Şükran’ı yarattım.

İNSANLAR KONUYU ANLAYINCA ELEŞTİRİLER KESİLDİ

Peki Şükran karakteri ile ilgili tepkiler aldınız mı?

Aldım başta…Dizi başlamadan önce çünkü kimse çözemedi acaba açıkları kötü gösterip, kapalıları iyi gösterip böyle bir uçurum mu yaratılacak ne olacak diye. Bende de ilk başta öyle bir düşünce vardı senaryoyu okumadan önce. Okudum tamamen günümüzü anlatıyor. Günümüzde nasıl başörtü kullanan insanlarla, kullanmayan insanlar nasıl bir arada ise Huzur Sokağında da öyle. Aslında gündeme ışık tuttu. Bunu görünce tepkiler durdu. Ama dizi başlayana kadar neden kapalı karakteri oynadın. Ama ben oyuncuyum kapalıyı oynarım yarın öbürgün mini etek, şortta giyerim herşey yapabilirim. O yüzden çok fazla dikkate almadım eleştirileri benim için önemli olan o karakteri nasıl canlandırdığım neyi canlandırdığım değil. O yüzden de iyi bir iş yaptıgımı düşünüyorum. Doğru bir karar verdim . Çünkü kendi açımdan farklı karakterlerle yola çıkmak açısından bence nokta atışı yaptım gibi düşünüyorum. Bundan sonrada aynı çizgide devam edeceğim tam tersi bir şeyle.


Nasıl eleştiriler aldınız?

Neden başörtülü. Bir de şimdi alışılmadık ya genelde ana kanallarda yoktu başörtüsü. İnsanlar çok farklı şeyler arıyor aralarında. Neyi hedefliyorsun bambaşka amaç arıyorlar niye kapalı, yandaşmısın hemen siyasi olarak düşünüyorlar. Bunun siyasetle alakası yok oyuncuyum doğru porejede, doğru insanlarla, doğru ekip olduğu sürece herşeyin içinde olursun. Ben hiç bir zaman partizan bir insan olmadım, ona görede karar vermedim.

ELEŞTİRMEYE ÇOK MERAKLIYIZ

Oyuncu arkadaşlarınızdan tepki aldınız mı ?

Ya çok meraklıyız ya herşeyi eleştirmeye. Niye oynadın niye yaptın. Ben kimseye karışmam sen bunu niye oynadın niye yaptın diye. Herkes istediğini yapmakta özgür herkesin bir kariyer planlaması var onun yönünde ilerliyor. Çok fazla insan var karışan eleştirmeyi çok seviyoruz ya ama sen napıyorsun dediğinde hiç bir şey yapmıyor. Onları da ben ciddiye almıyorum kulakları mı kapattım. Oyuncusu da var normal halktan vatandaş da var. Ama şu bir gerçek taktir edenlerde oldu. İyi cesaret etti dediler. Sonuçta ben işimi doğru düzgün yapacağımı biliyordum. Ben o rolle bir şeyde hedeflemedim o yüzden sadece o rolü iyi çıkarmaktı. O yönden de hiç bir kötü eleştiri almadım. O yüzden mutluyum Çokta önemli değil herkesin ne düşündüğü. İnsanın içine sindikten sonra gerisi teferruat bence.

BÜTÜN ROLLERE AÇIĞIM

Asla bu rolü oynamam dediğiniz bir rol var mı?

Hiç yok . Bütün rollere açığım. Eğer o rol bana inandırıcı gelmişse, o rolün hikayedeki yeri önemliyse yani ben okurken bu karakteri bu öyküden çıkardığımda ne değişiyor diye bakıyorum. Ben buna ne katıyorum buna ne katabilirim bu rol bana ne katabilir eğer o role yakışıyorsam her role girerim. Benim için şunu oynarım, bunu oynamam diye bir şey yok. İçime sinmesi çok önemli.

HUZUR SOKAK’I TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ

Peki Şükran karakterinin hangi yönleri cezbetti de, rolü kabul ettiniz?

Şimdi beş yıl boyunca Arka Sıradakilerde liseliyi oynayınca hani üstüne yapışma durumu var ya. Biz de Türkiye de yapımcılarda da o var. Bu rolde liseliyi oynadı bu kız başka liseliyi de oynar. Genelde pek açılmaya cesaret edemiyoruz. Şu proje tuttu biz de bundan yapalım. Bu dizinin farklılığı beni cezbetti açıkçası. O rikse girmek. Gerçekten de öyle oldu cesaret ettim güzel oldu. Ben farklı ve zor şeyi çok severim. Gerektiğinde eleştirilmekte çok güzel, hiç konuşulmamak kötü. Eleştiriye de açığım, beğeniye de açığım o yüzden beni farklı olması cezbetti. Kadronun güzel olması, Kutsi, Selin Demiratar, Güven Hokka. O kadar güzel bir ekip oluştu ki bir arada çok keyifli çalıştık. Sonuçta biz aileden çok ekibi görüyoruz. O İnsanlarla anlaşabilmek uyum içinde çalışabilmek çok önemli. Hikaye günümüzü anlatıyordu. Farkındaysanız çok farklı işler tutmuyor. İnsanlar yaşanmış şeyleri, yaşayabildikleri şeyleri karakterlerle özleştikleri zaman seviyorlar. Bu da tamamen “Huzur Sokak”ı Türkiye’nin gündemi. Başarılı bir iş iki sezonda gitti demek ki doğru karar vermişim diye düşünüyorum.

DİZİ ÖN PLANDA BENİM İÇİN

Tiyatro mu dizi mi?

Bu benim ilk tiyatrom. İlk sahneye çıkışım o yüzden çok heyecan ve keyif verici. Bir oyuncu olarak da daha çok tatmin oluyorsun tiyatro da. Çünkü tamamen senin elinde karakter. Dizilerde tabii ki hayatını geçindirebilmek için çok önemli . Ama oyunculuğun ne kadar seni tatmin ediyor o ayrı çünkü her gelen bölüm bambaşka sürprizlerle. Bazen diyorsun ki bu karakter bunu yapmaz ama yazdıkları için mecbur oynuyorsun. Ama dizi şuan da tiyatro demek için çok erken. Dizi ön planda ama tiyatro da çok keyifli.


Türkiye’de diziler çok uzun, reklamsız 90 dakika bu konu da ne düşünüyorsunuz?

Ben şöyle düşünüyorum tabii ki bir altmış dakika olsa yabancı diziler gibi kalite yükselecek olsa evet olsun ama yine altmış dakika olup aynı olursa bir anlamı yok. Önemli olan hızlı çalışmak iyi yönetmenle çalışmak, iyi oyuncu ile çalışmak. Artık o kadar çok dizi var ki. Ne yazık ki bazen çok vasfi olmayan insanlarda bir yerlere gelmiş onlarla çalışmak zorunda kalıyorsun o zaman ne oluyor o doksan dakika altı gün gece gündüz çalışıyorsun. En nihayetinde dizi çekiyoruz. Biraz daha kurgu bilen daha hızlı olan insanlarla çalışınca o doksan dakika beni zorlamıyor. Güzel şartlarda çalışınca benim bir sıkıntım yok. Ama keşke altmış dakika olsa hikayelerde daha verimli kullanılabilir. Sonuçta senaryo açısından sıkıntı oluyor . Hikaye tıkanıyor.

Şu dönem nasıl bir ruh hali içindesiniz. Neler yapıyorsunuz?

Şu an işim bitti onun rehaveti var. Bir tatil havasındayım yeni işler başlıyor. Yedi senedir ekrandayım çok güzel işler yaptım .Şimdi doğru karar vermek istiyorum. Bir de belli olmuyor ya gündem. O tutacak dersin hiç alakasız şans verilmeyen dizi seviliyor. O doğru kararı verme heyecanı stresi var .

AŞK DEĞİL GÜVENİ TERCİH EDİYORUM

Aşkın, Sinem’e göre tarifi nedir?

Aşk bana göre mazoşist bir duygu. Gerçekten elde edemeyince ve karşılıklı olmadığında adı aşk oluyor. Acısı bile özlenen tek duygudur ya. Bazen rahat batar sana aşık olup üzülürüm. Bence sevgi daha ön planda. Ben sevgiyi aşka yeğliyorum. Çünkü daha ayakların üzerinde duruyorsun daha doğru kararlar veriyorsun ve daha huzurlu oluyorsun. Bir tarafın hep güvende oluyor. Özellikle bizim sektörde bu kadar değişim içerisinde sürekli bir stres bir koşturma o eve gidip sevdiğin insanın güveninde olmak huzur veriyor. Bence huzur ve güven. Aşk değil, güveni tercih ediyorum.

Aşk dedik peki evlilik nasıl gidiyor bebek var mı?

Çok güzel gidiyor evliliğim. (Gülüyoruz) eşim çok destek oluyor ve saygı duyuyor mesleğime. Eşim çok istiyor ama ben biraz daha çalışmak istiyorum. Çocuk sahibi olmak çok kolay ama asıl onu yetiştirmekte başlıyor ya anne olmak baba olmak. Onun olgunluğuna erişmek ve ona zaman ayırmak için biraz daha işlerimi yoluna koyup ondan sonra çocuk.

Türkiye’de birlikte oynamak istediğiniz oyuncu var mı?

Engin Akyürek, Okan Yalabık, Ozan Güven’i çok seviyorum bu oyuncularla çalışmak bir gün isterim.

Meslektaşlarınızdan beğendikleriniz kimler?

Fahriye Evcen’ı çok beğeniyorum. Çok güzel, çok tatlı, çok naif. Farah Zeynep Abdullah keza öyle çok beğenerek izliyorum. Eleştirdiklerim var ama onları hiç söylemeyeyim. Sırf güzelliği ile bir yere gelipte kendini oyunculuk anlamında yetiştirmeyi duymayan insanlarda görüyorum. Ama onlara da saygım sonsuz herkes kendine bir yol seçiyor bir noktada bir yere geliyor. Ama ben daha çok yeteneğini ön planda tutan ve bunun için çaba gösteren her projede kendini biraz daha geliştiren ve farklı şeyler oynayan insanları daha çok seviyorum.

USLUP TAKINTISI VAR BEN DE

RİYAKAR İNSANLARA TAKINTILIYIM

Takıntılarınız var mı?

Uslup takıntısı vardır ben de. Çok empat bir insanım. Yani karşımdaki insanın negatif veya pozitif elektiriğini hemen alıyorum ve hemen ya boynum tutulur ya gözüm seyirir vucüdum fiziksel reaksiyon veriyor. Egolu, sinsi, gözünün içinde o riyakarlığı gördüğüm insanlara karşı acayip takıntım var ve direk susarım ve kitlenirim.

Senaryo yazdığınızı duydum…

Evet… Daha çok kadın hikayeleri. Ben kadına takık durumdayım. Çalıştığım ortamda kadınlarla olmak beni daha çok mutlu ediyor. Şu bir gerçek kadının en tehlikelisi de hiç çekilmiyor. Kadınlar her meslekte güvenilmiyor. O yüzden kadınlarla ilgili bir şey yapmak istiyorum. Çünkü kadına karşı bir güvensizlik var.


ATATÜRK’ÜN İMZASINI GURURLA TAŞIYORUM

Dövmeniz dikkatimi çekti…

Evet Atatürk dövmem var. En sevdiğim dövmem. Sekiz yıldır var. Çok küçük yaşta yaptırmıştım ve en severek taşıdıgım dövme bu. Gururla. Bazen bir şey yapamıyorsun ya gösterebildiğim tek şey bu oluyor. Atatürk’ün imzasının olması bile beni mutlu ediyor. Bugün ayaktaysak bir kadın olarak konuşabılıyorsak beraber iş yapabılıyorsak Atatürk sayesinde. O yüzden de onun imzasını gururla taşıyorum. Artık bir bırakın Atatürk’ü adam bir huzurlu uyusun yapmış zaten yapacağını.

 

 

Haber Kaynağı: Sözcü


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder