Başbakan Binali Yıldırım dün Çankaya Köşkü’nde aralarında Habertürk TV Genel Müdürü Veyis Ateş, Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Kurnaz ve Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran’ın da olduğu medya temsilcileriyle bir araya geldi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşanan gelişmeler ve alınan önlemlere ilişkin bilgi verdi. Yıldırım, özetle şunları söyledi:
ÖLÇÜ 17 ARALIK: Bu örgütle irtibatı, kendi isteğiyle, kendi azmiyle olanlarla, hasbelkader burayla ilişki içinde olmuş olanları birbirinden ayırmamız gerektiğini düşünüyorum. Burada ölçüyü 1973’ten beri alamayız, bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrasıdır. Onun öncesine gidersek bu işin içinden çıkamayız. Siyasette de ölçü bu. Burada siyaset bu işten muaf değil, kimin neyi varsa hepsinin ortaya çıkması lazım ama kuşkuyla bakmak doğru bir yöntem değil. 17-25 Aralık sonrasındaki örgütle ilişkilerde eğer bilerek ve isteyerek bizatihi örgütün, bizatihi ekonomik faaliyetlerine, sosyal faaliyetlerine, siyasi faaliyetlerine katılmışsa bunları tespit edecek araçlarımız var.
İLETİŞİM AĞLARI: Bunların kendi kurdukları iletişim ağları var, özel. Yani hiç kimsenin kullanmadığı bir iletişim altyapısı kurmuşlar, o iletişim altyapısında 50 binin üzerinde isim var. Bunlar üzerinde gidiliyor. Bazı firmalar da var. Bunlarla hakikaten iç içe girmiş yöneticileri, sahipleri bunlarla isteyerek yahut istemeyerek hareket ediyor fakat firma da ülkenin bir değeri olmuş. Binlerce çalışanı var. Burada da ölçü- müz şu: Kurumları değil kişileri esas alacağız. Cezalandırmayı kuruma değil kişiye yapacağız. Mali işlerle ilgili konuların takipçisi MASAK olacak.
ÇAPRAZ KONTROL: Örgüt kapalı. Bu, bizim en büyük zorluğumuz. Burada hâlâ örgütün ‘kripto’ diye tabir edilen elemanları olabilir. Yapabildiğimiz kadar ayıklama, temizlik yapıyoruz ama buna rağmen kalmış olabilenler mümkündür. Birkaç çapraz kontrolle nihai kararı veriyoruz.
76 BİN 597 AÇIĞA ALMA: Açığa alınan 76 bin 597 kişi. Memuriyetten çıkarılan 4 bin 897 kişi. Bunların 3 binden fazlası asker, bir kısmı hâkim, bir kısmı da sivil memur. Hem açığa alınanlar hem de memuriyetten çıkarılanların toplamı 81 bin 494 kişi.
ABD’NİN YAKLAŞIMI FARKLI: Olumlu adımlar atılmıyor mu, atılıyor. Hakkı teslim etmek lazım. 15 Temmuz sonrası Amerika’nın yaklaşımı, 15 Temmuz öncesine göre çok farklı. 22’sinde bir heyet gönderiyorlar. 24’ünde başkan yardımcısı Joe Biden geliyor. Olumlu bir sonuç çıkacağını düşünüyorum. Aksi durumu Amerika kendisine izah edemez. KESİN HÜKÜM VEREMEYİZ: Bizim, “Amerika bu işin içinde” şeklinde kesin bir hüküm içerisinde olmamız doğru değil. Bizim düşündüğümüz, Amerika stratejik ortağı- mız, Amerika’nın böyle bir işin içinde olmasını asla düşünemeyiz.
BU ZANDAN KURTUL: FETÖ’nün elebaşını teslim etmemekte ısrarcı olursa Türkiye’de 79 milyonun gittikçe Amerikan karşıtlığı artık bir husumete dönebilir. Biz diyoruz ki: Burada ciddi bir durum var, adamı teslim et, bu zandan kurtul.
BÜROKRASİDEN AYRILIYOR: Kuvvet komutanları Savunma Bakanlığı’na bağlanıyor ancak kuvvet komutanlarıyla Genelkurmay Başkanı’nın bağı kesilmiyor, bu çok önemli. Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarıyla harekât konularında, askeri konularda hiyerarşik bağları devam ediyor. Bürokrasiden Silahlı Kuvvetler’i kurtarıyoruz.
YÜZDE 60-80: (TSK’daki yeni yapılanma) “Burada niye böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu?” derseniz, bu terör örgütünün asker içindeki yapılanmasının başlangıcı askeri liseler. Liselerde okuyan, harp okullarında okuyanların yüzde 95’i bunların. Kendi ifadelerini söylüyorum, albay ve aşağısı rütbelerde oran yüzde 60-80 arasında değişiyor, yani bunlar tabii tahminler. Keşke bu paylaşım darbeden önce olsaydı. Bir de işin bu tarafı var yani. Bu olduktan sonra bunları paylaşmaları önemli ama daha önemlisi önceden bunun farkına varmak.
90 SONRASI ALBAYLARI: Bildiğimiz bir şey var 86, 87, 88 ve 89 dönemlerindeki albaylarla ilgili fazla sıkıntı yok, 90’dan itibaren başlıyor. 15 Temmuz öncesi bunların teşvik verilerek emekli edilmesine dair bir kanun getirdiler. Bunun da onların marifeti olduğunu şimdi anlıyoruz. O kanunu da bu KHK’da iptal ettik. İstedikleri kadar kalacaklar. Bu bir anlamda aşağıyı kontrol etme anlamında bir tedbir olarak ele alınabilir.
14 AĞUSTOS İDDİALARI: İşi şuraya kadar götürdüler: “17 Ağustos’u zaten Amerika yaptırdı. Amerika’nın elinde bir alet var, depremi başlatıyor.” Bunun bilimsel bir dayanağı yok. Şu var, kehanette bulunanlar var. Bu kehanetin tutma ihtimali de var, zayıf da olsa o zamana (14 Ağustos) rastlar, “O zaman ben bilmiştim” der, ortaya çıkar. Ne yapalım onu? Yani ne derler, “Bozuk saat günde iki sefer doğruyu gösterir” gibi bir şey.
‘SURİYE’DE 6 AY İÇİNDE GELİŞMELER OLABİLİR’
(Suriye meselesi) “Orada çözüm için birbirine zıt iki pozisyon varken, şimdi çözüme yönelik birlikte çalışma istek ve iradesi var. Bu bir kere en temel değişiklik. O halde ne oldu, buna İran’ı ve Amerika’yı da katarsanız Türkiye ile beraber bu sorunun çözümü için şartlar gittikçe olumlu hale geliyor ve bunun çözüme çok ciddi katkısı olacağı kanaatindeyim. Yani önümüzdeki 6 aylık süre içerinde Suriye konusunda kayda değer gelişmeler yaşarsak şaşmayın.”
ŞİMŞEK’E GELEN TELEFON HEYECANA YOL AÇTI
Başbakan Binali Yıldırım’ın medya temsilcilerine Çankaya Köşkü’nde verdiği kahvaltılı toplantıda ilginç bir olay yaşandı. Başbakan’ın sağında oturan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, telefonu çalınca, Yıldırım’a dönerek, “Beni mi arıyorsunuz?” diye sordu. Şimşek’in telefonunda arayan numara ‘Başbakan’ olarak görünüyordu. Herkes siber saldırı olduğunu düşünürken, işin aslı daha sonra ortaya çıktı. Şimşek, Hazine’nin telefonunu, “Başbakan” olarak kaydetmişti. Toplantının başında Şimşek, cep telefonu çalmaya başlayınca, Başbakan Yıldırım’a dönerek, “Başbakanım beni arıyorsunuz” dedi. Yıldırım ise “Hayır, ben aramadım seni. Nerede benim telefonum? Belki korumalar yanlışlıkla aramıştır” diyerek cep telefonunu istedi. Başbakan Yıldırım’ın cep telefonu getirilip kendisine verildiğinde telefonun aranan numara kayıtlarında Şimşek’in olmadığı görüldü. Toplantıda bulunan medya temsilcileri “Siber saldırıya mı maruz kaldınız?” esprisi yapınca salondakiler kahkahaya boğuldu. İlk etapta siber saldırı ya da dolandırıcıların kullandığı yöntem olan CLI manipülasyonu olduğu düşünülürken, işin aslı Mehmet Şimşek’in numarayı kontrol etmesiyle ortaya çıktı. Başbakan Yıldırım, Bakan Şimşek’i ararken, Hazine’deki telefonundan bağlatıyordu. Mehmet Şimşek de Hazine Müsteşarlığı’nın telefonunu yanlışlıkla ‘Başbakan’ olarak kaydetmişti.
Kaynak: Bloomberg HT
Haberin Devamı
Yıldırım:Albay ve aşağı rütbelerin yüzde 60-80’i bunlardan
0 yorum:
Yorum Gönder