Fethullah Gülen’den operasyon sonrası ilk açıklamalar

Fethullah Gülen, 14 Aralık operasyonu ardından yayınlanan yeni sohbetinde “Demek ki doğru yoldasınız” diyerek cemaatine mesajlar verdi.


Fethullah Gülen’in 14 Aralık operasyonunun ardından ilk sohbeti yayınlandı.


İsim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zehir zemberek sözlerle yüklenen Fethullah Gülen, “Herkes kendisini bir firavun gibi zannetmeye başlar ve onların akıbetinin ne olduğu da bellidir. Bütün firavunlar hiç ummadıkları bir yerde, çok zayıf gördükleri bir yerde ‘Derdest edeceğim işini bitireceğim, boğacağım, ezeceğim’ dediği yerde ezilivermişlerdir” dedi.


Fethullah Gülen “Bu bir sırdır söylemek doğru değil ama ben size söylemeden edecemeyeceğim” diyerek 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 20 tane devlet başkanına mektup yazarak kendilerine referans olduğunu açıkladı.


İşte Fethullah Gülen’in operasyon sonrası ilk sohbeti:


*“Taşı delen suyun gücü değil, damlaların devam ve temâdîsidir.” Onun için, doğru bildiğiniz, hususiyle Kur’an’ın ve Sünnet’in temel disiplinlerine uygun bulduğunuz yolda devam etmelisiniz.


HER ŞEY O’NDAN!..


*Tevhid her zaman mihrabımız olmalı; ancak o mihrapla Allah’a ulaşabileceğimize inanmalıyız. Onun dışında bütün güçleri ve kuvvetleri “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” havz-ı kebîri içinde eritmeliyiz.


*Meseleyi sadece kendimize ve ferdî irademize bağladığımız zaman, işi daraltmış oluruz.. şart-ı âdî planında, bazı fiillere perde nevinden sebep olan iradeyi, Cenâb-ı Hakk’ın engin meşîet ve iradesi yerine koyma gibi -bağışlayın- bir küstahlığa düşmüş oluruz ki bu bir manada şirktir!..


*Yapılması gerekli olan işlerde meşveretten, ortak aklın engin dairesi içinde alınan karardan sonra iradenin hakkı verilmeli ama olup biten şeyler katiyen sadece insan iradesine verilmemeli. O’nsuz edemeyeceğimize kendimizi inandırmamız lazım. İster bilgi ufku ister strateji üretme ve isterse de yaptığımız işler adına her şeyi O’na vermemiz bir şükr-ü manevî sayılır. Cenâb-ı Hak, “Eğer şükrederseniz Ben de nimetimi artırırım; şayet nankörlük yaparsanız, biliniz ki azabım çok şiddetlidir!..” (İbrahim, 14/7) mealindeki fermanıyla, şükredenleri mükâfatlandıracağı vaadinde, küfrân-ı nimete düşenleri de cezalandıracağı tehdidinde bulunmuştur.


*Âidiyet mülahazasıyla enaniyetinizin kabaracağına ihtimal vermiyorum. Siz şu on beş yirmi senedir, insanlık ve Türk milleti adına, devletlerin yaptığının elli katını yaptınız, Allah size yaptırdı! Öyleyse meselenin arkasındaki güç ve kuvvet, Allah’ın havl ve kuvvetidir. Allah kime lütfediyorsa ona lütfetmiş olur; “Bu Allah’ın bir fazlıdır, dilediğine onu lütfeder” diyor Kur’an.


*Halkın içinden çıkan, orta ölçekte imkânlara sahip olan insanların ve daha bıyığı terlememiş genç delikanlıların eliyle Allah’ın yaptırdığı bu büyük iş, sadece O’na yakışıyor. Onu bize giydirmeye, bize mâl etmeye çalıştığınız zaman -inanın, yemin ederim- ne numarası uyar ne de drobu uyar. Fakat O’nun azamet ve ulûhiyetine öyle yakışıyor ki; O’dur bütün bunları yapan! Bunu O’ndan bilme tevhiddir!.. Hâlis tevhid!


Kaynak: RotaHaber


Haber Kaynağı: Rahatsız


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder