Azazil'in Düğüm'ü erken çözülüyor

Şık görüntüleri, gerilim yüklü sahneleri ve bazı görsel efektleriyle göz dolduran film özenti, zaaf ve senaryosundaki sorunlarıyla, benzer yerli filmlerin tekrarı olmaktan öteye geçemiyor.


Ammar- Cin Tarikatı isimli ilk uzun metrajlı filmiyle korku sinemasına adım atan yönetmen Özgür Bakar, ikinci filmi Azazil; Düğüm ile bu hafta sinemaseverlerin karşısına çıktı. Başrollerini Cansu Diktaş, Murat Ercanlı, Nurten İnan, Tolga Akman ve Zafer Altun’un paylaştığı film, Azazil adlı şeytani gücün musallat olduğu Sinem’in korku, gerilim dolu hikâyesini konu ediyor.

Film, teyzesinin evinde kalan Sinem’in yaşadığı garip olaylarla başlıyor. Sevgilisi Akın’la bir arkadaş meclisine giderken yaşadıkları kaza Sinem’i korku dolu bir girdabın içine çeker. Durumu ağırlaşınca, sevgilisi bu vakalarla ilgilenen Rahman Bey’den yardım ister. Daha önce benzer vakalarla karşı karşıya kalan Rahman Bey, Sinem’i Azazil’in elinden kurtarmaya çalışır.


İLK FİLME GÖRE DAHA BAŞARILI


Genç kuşak yönetmenlerden Özgür Bakar, Azazil; Düğüm’den önceki filminden daha derli toplu bir film çıkarmış ortaya. Şık görsel sahneleri ve bazı özel efektleriyle dikkat çeken filmin jeneriği de oldukça başarılı. Görsel açıdan son derece iyi kotarılan jenerik için kullanılan müzik de iyi bir tercih olmuş. Ancak müziğin filmin genelinde baskın biçimde kullanılması seyirciyi yoran bir unsura dönüşmüş.


Filmin hikâyesi tanıdık aslında. Son yıllarda çekilen birçok yerli korku filminde olduğu gibi, hikâye habis ruhlar/cinlerin musallat olduğu insanlar etrafında dönüyor. Tıp-alternatif ilimler karşılaştırmaları, mistik boyutun tartışıldığı diyaloglar ve din ilimlerine dair bir takım söylemlerin öne çıktığı sahneler..


Film bununla birlikte, ne yazık ki bazı Hollywood klişelerinden de kurtulamıyor. Suyla çizilen hudutlar, kitabi şeytan çıkarma seansları, sırf ürkütmek amacıyla çekildiği aşikâr kimi sahneler, arkadaşlar arası yapay gerilim ortamları, bu klişelerden bir kaçı.


DOĞALLIĞI YAKALAYAMAMIŞ


Filmin senaryosu ise hayli sıkıntılı.Olay örgüsü paralelinde zaaflarla ilerleyen senaryonun diyalogları ise zayıf ve zaman zaman yavan. Günlük konuşmalardan uzak ve yapay bu diyaloglar, filmin teknik boyutunun çok gerisinde kalıyor.


Yine bazı eksiklik ve zaaflardan bahsetmek mümkün. Örneğin filmdeki karakterler (teyze dışında) belirsiz ve yüzeysel. Olay örgüsünün aceleyle kotarıldığı çok açık. Rahman Bey’in seminer ve şeytan çıkarma sahnelerindeki konuşma ve diyalogları hayli yetersiz ve yapay. Bu türden filmlerin belki de en büyük zaafı olan doğallık duygusu, Azazil; Düğüm’de neredeyse yok denecek kadar az. Teknik bakımdan başarılı olan filmin oyunculukları da çok yetersiz, hatta yer yer amatöre kaçan performanslar var.


Anlatılanlar büyük ölçüde doğru


Filmin basın gösterimine katılan isimlerden biri de metafizik konularla yakından ilgilenen ve başta İslam olmak üzere dinlerdeki ruh, rüya, büyü ve diğer inanışları yakından inceleyen araştırmacı-yazar Mehmet Ali Bulut’tu.


Çıkışta ayaküstü sohbet ettiğimiz Bulut, filme dair görüşlerini şöyle aktardı; ‘Filmde anlatılan olaylar büyük çoğunlukla doğru. Bu olaylar aynen Azazil’de anlatıldığı gibi yaşanıyor. Elbette burada anlatım şeklinden kaynaklanan bazı şeylere de dikkat çekmek lazım. Hollywood filmlerinde şahit olduğumuz bazı şeyler var, onlardan etkilenmiş oldukları ortada. Bir de tabi burada bir takım eksiklikler var.


Mesela Sibel’e büyünün sirayet etmesi hadisesi. Orada belirsizlik var. Bizim İslam kaynaklarından kesin biçimde öğrendiğimiz bir şey var. Bir insan herhangi bir zaaf veyahut hata, günah işlemediği takdirde büyüye maruz kalmaz. Cenab-ı Hak buna müsaade etmez. Oysa filmde hiçbir zaafı, günahı olmadığı halde büyünün Sinem’e sirayet ettiğini görüyoruz. Bu tip noktalara dikkat etmekte yarar var.


Yenişafak


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder