Ayak parmaklarında kangren genelde vurma, çarpma, ya da deriyi yaralama gibi bir olay sonrası yada ayakta veya parmaklarda oluşan bir enfeksiyonu takiben gelişebilmektedir. Prof. Dr. Cüneyt Köksoy oluşan bir yaralanmanın ya da enfeksiyonun giderek ilerlediğini ve parmakların canlılığının kaybolması anlamına gelen kangren ile sonuçlanabildiğini belirtti. Bu sürecin oluşabilmesi için temelde dokuların beslenmesini bozacak ölçüde bir damar tıkanıklığı olması gerekir. Bu nedenle ayakta yada parmaklarda kangren olduğunda genellikle bir damar tıkanıklığı siz konusudur. Bununla beraber damar tıkanıklığı dışında vaskülit adı verilen bazı damar hastalıkları, özel bazı enfeksiyonlarda ayaklarda kangren ile seyreden belirtiler oluşturabilir.
Ayaklarda kangren yapan damar hastalıkları nelerdir?
Özellikle şeker hastalığı zemininde hızlanan bacak damar tıkanıklıkları ayaklarda kangren yapan en önemli sorunlar arasındandır şeklinde açıklama yapan Prof. Dr. Cüneyt Köksoy, en tipik durumun şeker hastalarında görülen ve çoğu kez ayaklardaki şeker yaraları ile beraber seyreden özellikle bacağın dizden aşağıdaki, bilekteki ve ayaktaki atardamarların tıkanıklığı olduğunu belirtti. Bazen şeker hastalığı olmadan da dizden aşağıdaki atardamarlarda ateroskleroza (damar sertliği) bağlı tıkanıklıklar olabilir. Benzer şekilde Buerger hastalarında da aynı damarlar sıklıkla tıkanır ve ayaklarda kangren yapabilir. Şeker hastalığının damar hastalığı ile ilgili en önemli belirtisi ayaklarda ve ayak parmaklarında oluşan genelde ağrısız yaralar, morarma, şişme, kızarıklık ve pis kokulu akıntı ile kendini belli eden enfeksiyonlar ve parmak yada topuklardaki siyah renkli kangrenlerdir. Şeker hastalarında kangrenler ağrısız iken, damar tıkanıklığı olan diğer hastalarda kangrenler oldukça ağrılıdır.
Ayakta kangren olan bir hastada teşhis için ne yapılır?
Damar hastalığı ayaklarında kangren olan bütün araştırılmalıdır. Prof. Dr. Cüneyt Köksoy, hastaların önemli bir bölümünde eşlik eden damar tıkanıklığı olduğu ve yara iyileşmesini birincil derecede etkilediği için damar tıkanıklığı olup olmadığından emin olunmalıdır dedi. Bunun için önce doktor yara ile beraber damarları da muayene eder. Daha sonra aralarında renkli Doppler ultrasonografi, bilgisayarlı tomografik anjio, MR anjio ve klasik anjionun olduğu çok çeşitli incelemelerle damarlar değerlendirilir. Bundan sonraki aşamada ayak bileği kol basınç indeksi (ABI) ölçülür. Şeker hastalarında çekilen anjiografide özellikle ayak parmaklarının damarlarına kadar bütün damarlara bakılmalıdır.
Kangren nasıl tedavi edilir?
Kangren doğrudan ölü doku anlamına geldiği için kurtarılması mümkün değildir. Bu nednele kangren olan doku ve parmakların ne yazık ki kesilmesi gerekir. Ancak kangren damar tıkanıklığından kaynaklandığında dokuda damar tıkanıklığının en belirgin belirtisi kangren olmakla beraber diğer canlı görünen dokularda da beslenme sorunu vardır. Bu nedenle parmaklar yada kangrenli alanlar kesilse bile yar iyileşmeyip, tekrar kangren haline döner ve kangren yukarıya doğru ilerler. Bu nedenle damar hastalığı olan kangren önce tıkalı damarların açılması ve sonrasında kangrenli parmakların kesilmesi gerekir.Tedavi ve girişimler hastanın ayağındaki yaranın enfeksiyon durumuna göre planlanır. Eğer ciddi iltihap var ise önce iltihaplı dokuların temizlenmesi, iltihaplı ve gangrene dokular varsa bu dokuların ortadan kaldırılması ilk yapılması gerekendir. Bu şekilde hastaya ve yaraya ciddi zarar veren iltihap kaynağı ortadan kaldırılmış olur. Bundan sonra bir kaç gün veya hafta içinde damarları açacak girişimler gerçekleştirilir. Eğer iltihap çok ön planda değil, kuru yara yada gangrenler varsa yapılacak olan ilk iş damar tıkanıklığının düzeltilmesidir.
Kangrene neden olan damar tıkanıklığı nasıl tedavi edilir?
Damar tıkanıklığının tedavisinde ilk tercih edilen tedavinin tıkalı olan damarların balon ya da stent ile açılması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Cüneyt Köksoy, eğer balon ve stent yapılamıyor ya da yapılmışta başarısız olmuş ise o durumda bypass ameliyatının uygun olacağını belirtti.
Balon ve stent: Tıpta endovasküler girişimler olarak ifade edilen bu tedavi yöntemleri lokal anestezi altında genelde kasıktan damar içerisine ilerletilen bir balon tıkalı olan yerde balon şişirilerek damar açılır. Günümüzde uzun balonların mevcut olmasından ötürü uzun tıkanıklıklar kısa bir sürede açılabilmektedir. Şeker hastalarında ayakta yara yapan damar tıkanıklığı çoğu kez diz altında ayağa giden damarlardadır ve günümüzde bu damarlar büyük bir başarı oranı ile açılabilmektedir. Balon sonrası damar tam olarak açılmadığında metalin çerçeve yapısındaki stentler aynı tel üzerinden ilerletilerek tıkalı yada yeterince açılmamış damarlar açılabilir.
Normal şartlarda balon yada stent sonrası damarlar aylar içinde tekrar daralmaya başlar ve bir süre sonra tıkanır. Damarların tekrar daralmasını engelleyen bir ilacın balon yada stentin üzerine emdirilmesi sayesinde elde edilen ilaçlı balon ve stentler günümüzde damarların tekrar daralma riskini önemli oranda azaltan en etkin yöntemlerdir. Öte yandan önceleri zor olan uzun damar tıkanıklıkları ve yapılamaz olduğu düşünülen diz altı damar tıkanıklıkları özel tekniklerle günümüzde açılabilmektedir. Tıkalı damar balon yada stentle açıldıktan sonra yara olan dokuya yeterli kan akımının gitmesini sağlayarak yaranın iyileşmesinin hızlandırır ve daha da önemlisi bacağı kesilmeden korur.
Bypass ameliyatları: Tıkanıklığın üstü ile altı arasındaki damarlar arasına köprü yapılarak kan akımının devamlılığını sağlayan bypass ameliyatları halen şeker hastalarındaki ayak yaralarının tedavisindeki en etkili yöntemdir. Balon ve stentin aksine yapılan ameliyat daha uzun ömürlüdür ve bu süre zarfında yara iyileşir ve bacak kurtulmuş olur. Genelde tıkanıklığın üstü ve altı hizasında damara ulaşacak birer kesi yapılıp, buradaki atar damarlar arasında bir damar köprüsü oluşturulur.
Ancak çoğu kez şeker hastalarında dizin daha da ilerisindeki damarlar tıkalıdır. Bu durumlarda ise ayak damarlarına yapılacak olan bypass ameliyatları, hastanın ayağını yada bacağını kurtaracak yegane seçenektir. Bypass ameliyatları bir zamanlar bypass yapılamayacak kadar ince olduğu düşünülen dizaltı, bilek, ayak sırtı ve taban atardamarlarına kadar uzanacak şekilde büyük bir başarı oranı ile günümüzde yapılabilmektedir.
Haber Kaynağı: Rahatsız
from Habergaraj.Com http://ift.tt/1KX6Bo5
0 yorum:
Yorum Gönder