Yazla birlikte bahçe ve havuz başı düğünleri de başladı. Bir ömür boyu sürmesi dilekleriyle ”evet” diyecek olan çiftler, klasiğin dışına çıkmak istediklerinde; kır veya tekneleri de değerlendiriyorlar. Kuzenim teknede yapmıştı düğününü. Boğaz’ın ışıklarında, güzel de olmuştu.Fotoğraflarını gördüğünüz bu düğün de adada düzenlenmiş. Dikkatinizi çektiyse gelin de, damat da kadın. İnsanların tercihlerine saygı duymalı, değil mi? Bedeni, cinsel tercihi, hayatı insanın kendisine ait.Ne Amerika’da Gay Bar’daki onca insanın ölümüne ”iyi olmuş” diyenleri, ne de kendisinden farklı olana yaşam hakkı tanımayanları haklı bulamıyorum. Aslında insan en çok kendisinde bastırdığı özelliği yargılar. Asla kabul etmek istemediğini karşısında bulduğunda, kendisine ayna tutandan nefret eder en çok. Bu psikolojik olarak kanıtlanmıştır. Eşcinsellerden nefret edenler, kendilerini gösteriyorlar farkında değiller. Geçen hafta İngiltere Prensi William bir gay dergisinin kapağı için poz verdi. Bunu bizim ülkemizde hangi yönetici veya toplumda önemli konumda birisi yapabilirdi? Kültürlerimizin farklı olduğu aşikar ancak biz Türklerin, Anadolu çocuklarının hoşgörüye en yakın ırk olması gerekmez miydi? ‘Kim olursan ol, yine de gel’ anlayışı bu topraklarda yeşermemiş miydi? Ne oldu da, evrimsel olarak geriye gittik merak ediyorum. Bu tepkimin sanal aleme yansıması olsun bu post. Düğünümüzün kahramanları bu sefer de iki kadın olsun.Crystal ve Tiffany’e ömür boyu mutluluklar dileklerimle.K: http://www.apartmenttherapy.com/
Kaynak: Usta Giremez
Haberin Devamı
Crytal&Tiffany"s Island Wedding - Kır Düğünü Olur da Ada Düğünü Olmaz mı?
0 yorum:
Yorum Gönder