Dünya Bankası, Suriye’deki iç cenk ve terörist saldırıların Türkiye’de şahıs başına geliri yüzde 1.5 azalttığını belirtti.
Dünya Bankası Baş Ekonomistinin Orta Doğu ve Şimal Afrika Bölgesi Bürosu’nca hazırlanan üç aylık Ekonomik Özet, “Cenk ve Sulh’ın Ekonomik Tesirleri” başlığını taşıdı. Özet’te, Orta Doğu’daki petrol ithalatçısı ülkelerin, cenk, terörist saldırılar ve bunların yayılma tesirleri sebebiyle düşük petrol fiyatının ekonomik avantajlarından tam yararlanamadıkları açıklandı. Özet’te “Türkiye’nin yanı sıra, Suriyeli göçmenlere ev sahipliği yapmanın sorumluluğunu taşıyan Ürdün ve Lübnan, büyük mali baskılarla karşı karşıya” denildi.
Türkiye’de 2.7 milyon Suriyeli göçmen bulunmuş olduğu, en fazla göçmenin İstanbul’da konakladığı, Türkiye’deki toplam göçmenlerin yüzde 20’sinin bu kentte yaşamış olduğu kaydedildi. Göçmenlerin yüzde 14’ünün Gaziantep, yüzde 12’sinin Hatay, yüzde 10’unun Şanlıurfa benzer biçimde cenup illerinde bulunmuş olduğu açıklandı. Tüm göçmenlerin yarıdan bir fazlası kısaca yüzde 51’ini ise 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor.
O RAKAMI HESAPLADILAR!
Dünya Bankası özeti şu şekilde devam etti:
“Suriyeli göçmenler ev sahibi ülke ekonomisi üstünde bir yük oluştursa da kimi pozitif eğilimler de gösterebiliyor. Veriler, Türkiye’ye varlıklarıyla beraber gelen Suriyelilerin ülkede yatırım yaptıklarını gösteriyor. Suriyeliler hem de Türkiye’de (bir çok ruhsatsız olsa da) mikrogirişimler, kafe ve restoranlar işletiyor.
Küresel tahminler MENA bölgesi için de geçersiz benzer biçimde görünüyor. Suriye’de beş senedir devam eden iç cenk ve Irak’ta DEAŞ ile 2014’ten sonrasında artan çatışmanın üretimdeki yitik anlamında yüksek maliyeti oldu. Fazlaca ülkeli genel denge modelini kullanan ekonomistler Ianchovina ve Ivanos (2014) Suriye’deki savaşın maliyetini ve Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır’a yayılmasının maliyetini hesapladı. Bulgular Suriye’deki cenk ve beş komşu ülkeye yayılmasının üretimde, 2007 fiyatlarıyla, 35 milyar dolara yakın maliyeti bulunduğunu gösterdi. Ek olarak bu ülkeler komşularıyla daha muntazam bir ekonomik entegrasyondan kaynaklanacak yararları da yitirmiş durumda. Ianchovina ve Ivanos’un simülasyonlarına nazaran Suriye ve Irak durağan(durgun) rakamlarla, savaşın patlak vermemiş olması durumunda elde edeceklerine gore, şahıs başına yüzde 23 ve yüzde 28 gelir kaybı yaşadı.
Harbe atfedilen direkt maliyetler Suriye ve Irak için şahıs başına sırasıyla GSYİH’nın yüzde 14 ve yüzde 16 düşmesi. Suriye’ye uygulanan tecim ambargosu direkt maliyetlerin arkasındaki ana unsur ve bunu, insanların hayatlarını kaybetmesi ve emek niteliği ve miktarında göçmen sürgününe düşüş, altyapının tahribi ve çatışma bölgelerinde iş yapma maliyetindeki artış izliyor.
Suriye savaşı, şahıs başına averaj gelirin tahmini olarak Lübnan’da yüzde 1.1, Türkiye, Mısır ve Ürdün’de yüzde 1.5 azalmasıyla beraber, savaştan kaçınılmış olmasıyla sağlanabilecek miktara gore komşu ülkelerin yaşam standardını da etkiledi. Mısır, Ürdün ve Türkiye için gerçekleşebilecek tecim entegrasyonunun fırsat maliyeti direkt maliyetlerden daha çok oldu. Yalnız Lübnan’da gerçek GSYİH’nin 2012-14 içinde yılda yüzde 2.9 düşmüş olduğu tahmin ediliyor. Bu 170 bin Lübnanlıyı yoksulluğa sürükledi ve bir çok vasıfsız işçilerde görülecek şekilde işsizlik oranını ikiye katladı.
Suriye’de ekonominin neredeyse her sektörü ziyan oldu fakat emlak sahipleri, yüksek sayıda göçmenin ülkeyi terk edişini yansıtan arazi talebindeki dik düşüşten bilhassa etkilendi. Aksine Lübnan ve Türkiye’de arazi ve iş sahipleri yarar sağlamış oldu işçiler ise kayba uğradı. Bu sebeple Suriyeli göçmenlerin gelişi mahalli mal ve hizmet talebini artırdı, tutarları yükseltti, emek arzını çoğalttı, ücretleri düşürdü.
Ürdün, Lübnan ve Türkiye’de 700 binden fazla Suriyeli göçmen çocuk okula devam edemiyor. Bunun sebebi şu andaki eğitim altyapısının ek bir yükle baş edememesi ya da Türkiye’deki durumda; dil engeli.” (ANKA)
Haber Kaynağı: Sözcü
İşte Suriye-Irak’taki iç savaşın Türkiye’ye faturası!
0 yorum:
Yorum Gönder