Hormonlar Uyumamıza Iyi mi Destek Oluyor?
Hormonlar fizyolojik dengemiz üstünde tesiri en kuvvetli olan kimyasallardır. Güzel bir gece uykusu çekmek istediğimizde aklımıza pek gelmezler. Sadece onlar biz uykudayken de mesailerine devam eder, iyi uyku çekerek dinlenmemiz ve ertesi güne hazırlanmamız için çaba harcarlar.
Gün içinde yaşadığımız stres, koşturmaca bizi fizyolojik ve ruhsal olarak yorar. Bunun en büyük sebebi hormon seviyelerimizde olan değişimlerdir. Bu şekilde sıkıntılı bir güne hazırlanmak ise iyi bir uyku çekmekten geçer. Sadece “iyi uyku göreceli bir kavramdır. Yaştan yaşa ve cinsiyetlere göre farklılık gösterir. Hormonlar ile uyku arasındaki bağları idrak etmek ise iyi uykuya ulaşmaktaki en mühim basamaktır.
Hormonlar nedir?
Hormonlar dolaşım sistemimiz ile vücuda yayılan, organ ve hücrelerde değişikliklere neden olan kimyasal mesajlardır aslına bakarsak. Örneğin adrenalin hormonu böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormon türüdür ve “cenk ya da kaç” tepkisi ile vücudumuzu tehlikelere karşı hazırlar. Elbet fizyolojik dengemizde bazı değişikliklere sebep olarak. Çekince durumlarına ek olarak gelişme gelişme esnasında, üremede, metabolizma ve enerji dengesinde de hormonlara fazlaca iş düşer.
Hormonlar Stres Seviyesi Yolu ile Uykumuzu Etkisinde bırakır
Adrenalin benzer biçimde bazı hormonlar bizi stresli durumlara karşı hazırladığından uyumadan ilkin rahatlamayı elde eden aktiviteler gerçekleştiririz. Aksi takdirde uyumak daha da zor olurdu. Stres uzun soluklu olduğunda adrenokortikotropik hormon adrenal bezlerden salgılanan kortizon ve kortizol hormonlarının salınımını tetikler. Uyku problemleri çeken (örneğin insomnia hastaları) kişilerde adrenokortikotropik hormon seviyesi, iyi uyku çekenlere nazaran daha fazladır. Ek olarak ustalaşmış sporcuların kortizol seviyelerinin gün süresince yüksek olması onların uyku sıkıntısı çekmelerine niçin olmaktadır.
Uyku Esnasında Salgılanan Hormonlar Bağışıklık Sistemimizi Destek sunar ve Karnımızı Acıktırır
Uykuyu birçok kimyasal mesajın kan dolaşımımıza salındığı bir süreç olarak isimlendirebiliriz. Bunlarda birisi de gelişme hormonudur. Sadece yalnız çocuklarda değil, büyüklerde de salgılanır ve yetişkinlerdeki amacı doku onarımına katkıda bulunmaktır.
Uyku esnasında iştahımız da düzenlenir, ghrelin ve leptin hormonları salgılanarak. Eğer normalden azca uyursak, daha çok yeme ihtiyacını bu hormonların düzenlenememesi sebebi ile hissederi. Ek olarak insülin ve kortizol hormonları da iştah düzenlenmesindeki baş rol oyuncularındandır. Bu ikili yardımıyla güne aç adım atar ve stres dolu yeni güne güzel bir kahvaltı ile başlarız.
Gereğinden daha azca uyuduğumuzda prolaktin hormonu düzenin dışına itilebilir ve uyku düzensizliğimiz devam ettiğinde bağışıklık sistemimiz de aksamaya adım atar. Eğer uzun soluklu etkiyi bir kenara bırakırsak, gün içindeki konsantrasyon eksiği ve karbonhidrat isteğimizin sebebi bu yardımsever kimyasalımızın eksikliğinden dolayıdır.
Uyku esnasındaki hormon düzenin değişimine aldosteron ve antidiuretik hormon seviyeleri de dahildir. Bilhassa antidiuretik hormon yardımıyla gece wcye gitme ihtiyacımız azalır. Evlatların belli bir yaşa kadar altına kaçırmasının sebebi ise bu
hormonun hemen hemen kafi seviyeye ulaşamamış olmasıdır.
Hormonlar Uyuma-Uyanma Döngümüzü de Düzenler
Hormonlar uyuma-uyanma döngümüzü de düzenler. Melatonin hormonu karanlıkta salgılanmaya adım atar ve vücuda “uyuma vakti” mesajını verir. Parlak ışıklar altında uykumuzun kolay kolay gelmemesi bu nedenledir. Gece işçilerinin niçin gündüz uyumakta zorlandığının da bir açıklamasıdır. Suni melatonin var ise da onun yanlış kullanımı gününüzü asla edebilir. O yüzden tabip tavsiyesi ile kullanmakta yarar var (elbet bu tüm ilaçlar için geçerli).
Kortizol hormonu gece minimum seviyede iken vakit geçtikçe artar ve uyanmadan derhal ilkin en üst seviyeye çıkar. Bu bedenimize verilen uyanma sinyalidir. Uzun yolculuklarda uyuma-uyanma düzenini ayarlamak vakit alır. Bu esnada yükselen kortizol sebebi ile günün alakasız saatlerinde karnımızın acıkması normaldir.
Cinsiyet Hormonları da Uykumuzu Etkisinde bırakır
Hanımlarda uyku ile hormonların ilişkisi menstrual döngü tarafınca da etkilenir. Periyodun başlamasından derhal ilkin düşen progesteron hormonu uyku esnasındaki REM aşamasının süresini de azaltır. Ek olarak bazı sıhhat problemlerinde melatonin seviyesi de düşer ve uyku problemleri de baş göstermeye adım atar.
Hamilelik esnasındaki hormon düzensizliği uyku problemlerine yol açabilir. Bilhassa ilk üç aylı dönemde artar progesteron seviyesi gündüzleri dahi uykulu hissetmeye niçin olabilir. Ek olarak menapoz dönemindeki östrojen seviyesi düşüşleri bununla beraber uykusuzluk getirebilir. Bunun sebebi ise bu hormon seviyesinin düşmesi sebebiyle vücut sıcaklığının normalden daha dengesizleşmesi ve adrenalin seviyesinin artmasıdır.
Bir döngüye haiz olup olmadığı hemen hemen münakaşa mevzusu olan erkekler için ise kilit hormon testosterondur. Bu hormon uykunun ilk üç saatinde en yüksek seviyeye ulaşır. Geceleri düşük orandaki testosteron uyku problemlerine, daha süratli yaşlanmaya ve ruhsal problemlere niçin olabilir. Sadece testosteron hap ile alınarak bu problemler aşılabilir.
Son olarak uyku esnasındaki oksitosin ve kortizol hormonu seviyeleri rüyalarımızın içeriğini de değiştirebilir.
İyi bir uyku çekmek için yapmamız gerekenler emektar hormonlarımıza yardımda bulunmak. Sözgelişi uyumadan ilkin haiz olduğumuz stresi azaltmaya çalışmak, eğer bunu yapamıyorsak da tıbbi yardım almak.
Hazırlayan: Meriç Öztürk (Evrim Ağacı)
Görsel Düzenleme: ÇMB (Evrim Ağacı)
Kaynak: Evrim Ağacı
Haberin Devamı
Hormonlar Uyumamıza Nasıl Yardımcı Oluyor?
0 yorum:
Yorum Gönder