Bu yazıda, özellikle şu sıralar tatile çıkamayıp iyice bunalan insanlara etkinliklerinde yaklaşık üç saatlik bir sanatsal keyif sunan Masterpiece’den ve geçtiğimiz günlerde katıldığım Masterpiece Ankara seansından bahsedeceğim.
Benim için Ağustos’ta da Ankara’da geçen bir yaz, özellikle son zamanlarda yaşananların da etkisiyle, daha da bunaltıcı bir hal almıştı ki, bu duruma bir akşamlık ara vererek Masterpiece’in etkinliğine katıldım geçtiğimiz Perşembe akşamı.
Masterpiece “sanat, müzik ve keyif” mottosuyla yola çıkan, Ankara’da Da Vinci Sanat Akademisi’nde gerçekleştirilen ve bunun dışında İstanbul ve İzmir’de de varlığını sürdüren bir etkinlik dizisi. İstanbul’da resim ile heykel çalışmaları ve yakın zamanda başlanacağı söylenen “string art” projesi mevcut; ancak şimdilik Ankara’da sadece resim sanatına yoğunlaşmışlar.
Ekip tarafından belirlenen, yeteneği olsun veya olmasın herkesin üretebilmesi için zorluk düzeyi çok yüksek olmayan, birbirinden güzel farklı tablolar, kaydolan katılımcılar tarafından atölye ortamında eğitmenin, ya da yürütücü diyelim, yol göstermesi ama bir yandan da özgür bırakmasıyla oluşturuluyor. Seanslarda hem konsantrasyonun hissedildiği hem de çok rahat, ev gibi bir ortam oluyor. Onların da vurguladığı gibi, bu bir resim dersi değil, bir şeyleri öğretmektense daha çok keyif aldırma temeli üzerine oturtulmuş, seans sonunda anı olarak saklayabileceğin, eve asabileceğin veya birine hediye edebileceğin tablolara, kendi eserine sahip olduğun bir etkinlik. Fonda çalan müzikle, eğlenceli sohbetlerle ve eğer isterlerse katılımcıların yanlarında getirecekleri yiyecek ve içeceklerle iyice şenlenen; tuval, yağlı boya, tema seçilen resim ve fırçalarla tatlı bir ilişki kurarak geçen, insanın yenilendiğini hissettiği bir terapi gibi. Özellikle resme yatkın olmayanlar, süreç sonunda ortaya çıkana daha çok şaşırıp seviniyor. O yüzden lütfen, “güzelmiş ama ben çöp adam bile çizemem” demeyin ve biraz olsun ilginizi çektiyse mutlaka bir gün deneyin.
Ben Masterpiece’e katılmayı uzun zamandır istiyordum, başka yerlerde yapıldığını duyuyordum. Ankara’da olacağını öğrendiğimde merakım daha da arttı. 1 Temmuz’da başlamalarına rağmen bir şekilde 4 Ağustos’a kadar katılamadım ama sonunda başardım 🙂
Katıldığım seanstan biraz bahsedeyim. Bize eşlik eden hocamız ressam Manolya Özbek’ti. Kaç kişi olduğumuzu saymadım ama on civarıdır herhalde. Arkadaşlarıyla, sevgilileriyle, tanıdıklarıyla vs. gelen bir grup farklı yaştan insan, mutlu yüzlerle odaya doluşmuştu. “Dans Edenler” isimli tabloyu oluşturmaya çalışacaktık. Öncelikle hocamız bize kullanacağımız üç çeşit fırçanın özelliklerini tanıttı ve tineri nasıl kullanmamız gerektiğini öğretti. Önümüzde boyayacağımız resmin kaba taslak hafifçe çizilmiş kara kalem hali vardı ve sırayla değişik renkteki boyaları aşama aşama önceden belirlenmiş yerlerde kullanarak ve daha sonra kendi tarzımızı da biraz katmak adına renkleri kendimizce biraz iç içe geçirerek veya mekanikliği azaltan basit fırça teknikleri kullanarak, bazen de kuruması için ara verip mutlu mesut çay kahvelerimizi içerek tablolarımızı oluşturduk. Manolya Hanım bazen aralarda gezip yorumlar yaparak, bazen rehberlik niyetine kendi tablosunu oluşturarak bazen de hatırlatmalar yaparak bize yardım etti. Aşağıdaki fotoğraflarda sol taraftaki benim, sağdaki erkek arkadaşımın tablosunun ilk ve son hali var:)
Ben resme kabiliyeti olmayan ama genel anlamda kültür sanat etkinliklerine katılmayı seven birisi olarak çok eğlendim ve tablomun tabii ki de mükemmel olmadığını bilmeme rağmen sonuçta ortaya çıkan “eser”imi çok sevdim. Minik hatalar yapsanız da bazen (çok az kullanmanız gereken tineri fazla kaçırıp boyayı azıcık akıtmak vs. gibi) o iki üç saatte yaşadığınız neşeyi azaltmıyor. Bu arada, tablonuz bittikten sonra en az iki gün kurumaya bırakmanız gerektiğini de söyleyeyim.
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz tablolar, Masterpiece’de yapabileceklerinizden. Manolya Hanım, Ankara’da etkinliğe çok ilgi olduğunu ve ikinci bir şube daha açmayı düşünmeye başladıklarını söyledi. Gerçekten de şu sıralar neredeyse hiçbir kültür sanat etkinliği bulunmayan Ankara’da çölde vaha gibi geldi bana o saatler. Bitmeden en az bir kez daha gitmeyi düşünüyorum.
Peki, Masterpiece’e nasıl kaydoluyoruz diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Tarihler ve ilgili tablolara Biletix veya siteleri üzerinden bakarak gitmek istediğiniz günü seçebilirsiniz. Çok fazla seçenek içerisinde elbet seveceğiniz tarzda resim çıkacaktır. Hafta içi akşam, hafta sonu öğlen seansları var, Ankara için öyle en azından:) Bu linkler üzerinden Ankara’da 30 Eylül’e kadarki takvimi görebilirsiniz. Diğer şehirlerinkine de benzer yolla bakabilirsiniz. Tek kişi katılım 60 TL ve bütün malzemeler onlar tarafından veriliyor. Bilet aldığınızda otomatik rezervasyonunuz yapılmış oluyor, ayrıca mail vs. atmanıza veya aramanıza gerek yok ama sormak istediğiniz bir şey olursa sorabilirsiniz, benim mailime hızlı dönüş yapmışlardı.
Da Vinci Sanat Akademisi Kavaklıdere’de, Tunus Caddesi No:91′de bulunuyor. Masterpiece için sosyal medya hesapları şunlar: Facebook | Instagram
Buralardan fotoğraflara da bakarak daha çok fikir edinebilirsiniz. Kısacası; birkaç saatliğine de olsa sıkıntılarınızı size unutturacak veya enerjiniz yerindeyse size daha da enerji katacak; sevdiklerinizle gülüp eğlenirken sanatsal, güzel bir deneyim yaşayacağınız ve mutlu hatırlayacağınız kalıcı bir anıya sahip olacağınız bu etkinliğe hele ki yazın Ankara’daysanız mutlaka katılmanızı tavsiye ediyorum. Bence Masterpiece’i takipte kalın.
Bu yazıyı yazarken tablom da bir masanın üzerinde kurumaya devam ediyor, daha sonra evin bir duvarında yerini alacak.
Herkese sanat dolu, iç açıcı günler diliyor, eğer etkinliğe katılmak isteyip de emin olamazsanız belki biraz cesaret verir diye, Da Vinci’nin duvarlarından bir mesajla yazımı bitiriyorum 🙂
Fotoğraflar: thecellist
Kaynak: the Magger
Haberin Devamı
Sanatla Keyif Seansı: Masterpiece
0 yorum:
Yorum Gönder