Türkiye-AB Hattında Eleştiri Viraj: Tamam mı, Devam mı?
Sığınmacı krizine çözüm bulmak amacıyla AB ile Türkiye içinde 7 Mart’ta Brüksel’de yapılacak zirve, mühim bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Deutsche Welle Türkçe’den Kıymet Akal’ın haberine nazaran Almanya Başbakanı Angela Merkel, 13 Mart’ta üç eyalette yapılacak seçimler öncesinde, zirveden somut sonuçlar almayı ve izlediği politikaya desteği arttırmayı hedefliyor.
Ege Denizi üstünden kontrolsüz göçün önlenmesi ve insan kaçakçılığıyla savaşım mevzularında Türkiye’nin son haftalarda attığı adımları pozitif olarak değerlendirilirken, gene de ilk iki ayda 110 bin sığınmacının Yunanistan’a ulaşmasının oldukça yüksek bir sayı olduğu, Türk tarafınca daha süratli ve etkili adımlar atmasının beklendiği belirtiliyor.
Merkel, zirve öncesinde durum değerlendirmesi yapmak ve beklentilerini aktarmak amacıyla Türk mevkidaşı Ahmet Davutoğlu ile pazar günü ikili bir görüşme gerçekleştirmeyi planlıyor.
Geçen senenin yazları süregelen sığınmacı akını, Avrupa Birliği içinde bölünmelere yol açarken, liderlik üstüne alan ve krizin çözümü için üç ayaklı bir planı devreye sokan Merkel, gelecek günlerde eleştiri bazı kararlar almak zorunda.
Merkel bugüne dek sınırları kapatma, sığınmacılar için üst sınır belirleme çağrılarına karşı çıktı. Bunun yerine, krizin aslolan sebeplerine odaklanmak ve Türkiye ile ortaklık içinde soruna çözüm bulmak icap ettiğini savundu.
Merkel’in planı, Türkiye’deki sığınmacıların durumunun iyileştirilmesini, Yunanistan ile Türkiye arasındaki AB dış sınırlarında güvenliğin arttırılmasını, AB ülkelerinin bir plan çerçevesinde Türkiye’deki sığınmacıların bir bölümünü kabul etmesini öngörüyor.
Merkel, Ankara ile bu yakın ortaklık kapsamında, Türkiye’nin tam üyelik sürecinin tekrardan canlandırılması, vize kolaylığı mevzuları için düğmeye bastı.
Süratli ve somut adımlar umut ediliyor
Diplomatlar, Merkel’in planının Almanya içinde ve Avrupalı ortakları içinde bazı eleştirilerle karşılaştığını, başarısının bu ay içinde alınacak somut sonuçlara bağlı bulunduğunu kaydediyorlar. Berlin’in bu ay içinde Ankara ile işbirliğinde “yola devam mı tamam mı” sorusuna cevap arayacağı belirtiliyor.
Merkel, beklentilerinin karşılanmadığı kanaatine varması halinde, Türkiye için oluşturulan fırsat penceresinin de adım adım kapanması riski bulunuyor.
Bu kararda belirleyici olacak en mühim ölçek, Türkiye üstünden Avrupa’ya gelen sığınmacı sayısında ciddi bir azalma olup olmayacağı.
Berlin’de meydana getirilen değerlendirmelere nazaran Türkiye’nin son haftalarda attığı yapıcı adımlara rağmen bilhassa insan kaçakçılığı şebekelerinin tasfiyesine kafi ağırlığı vermemesi alınan önlemlerin netice vermesini geciktiriyor.
Bununla beraber AB, Türkiye ile işbirliğinde somut sonuçlar alabilmek için yoğun girişimlerini sürdürüyor. Bunun en mühim halkalarından birini NATO gemilerinin Ege’de insan kaçakçılarına karşı göreve başlaması oluşturuyor.
Ege’deki NATO misyonuyla ilgili iki haftadır perde arkasında yaşanmış olan gerilimde, Ankara’dan yumuşama sinyalleri geldiği ve düğümün çözüldüğü öğrenildi.
Brüksel’deki yoğun temas trafiğinin peşinden Çarşamba geç saatlerde bir formül üstünde uzlaşıldı. Buna gore NATO misyonu kapsamında vazife icra eden Türk gemileri Yunan kara sularına girmeyecek, gene NATO misyonu kapsamındaki Yunan gemileri de Türk kara sularına girmeyecek.
Türkiye kendi toprakları üstünden gittiği belirlenen tüm kaçak göçmenleri geri kabul etmeye hazır olduğu mesajını verdi. Sadece internasyonal sularda NATO gemileri tarafınca kurtarılacak kaçak göçmenlerin iadesi mevzusunda pürüzler devam ediyor. AB hukukçularının, savaşlardan ya da siyasal baskılardan kaçanların sığınma hukukundaki hakları açısından durumu değerlendirmekte olduğu belirtiliyor. Ayrıca NATO’nun Ege’de vazife meydana getirecek vapur sayısını gelecek günlerde Avrupalı müttefiklerden gelecek yeni katılımlarla arttıracağı ve daha ufak, hareket kabiliyeti daha çok gemilere ağırlık vereceği de gelen bilgiler içinde.
Almanya’nın girişimleri, Türkiye ve Yunanistan’ın onay vermesiyle geçen ay üstünde anlaşmaya varılan NATO’nun Ege görevi, bürokratik pürüzler sebebiyle gecikmeli olarak başlıyor.
Edinilen bilgilere gore vazife Türk tarafında bazı sual işaretlerine yol açarken, vazife alanının belirlenmesi, bağlantı subaylarının görevlendirilmesi benzer biçimde detaylar da sürecin uzamasına yol açtı.
Ege Denizi’nde kaçak göçün önlenmesi çabalarına destek niyeti taşımakla beraber, NATO’nun kendi üyesi bir ülkede bulgu ve seyretme görevine girişmesinin ve bu görevin herhangi bir süreyle kısıtlanmamış olmasının da rahatsızlıklara yol açmış olduğu iddia ediliyor.
Batılı kaynaklar, Türkiye ile Yunanistan içinde Ege’de kıta sahanlığı ve hava sahasına dair anlaşmazlıklara karşın bu işbirliğinin sağlanmış olmasının, siyaseten ileriye dönük atılmış yapıcı bir adım bulunduğunu vurguluyorlar.
Kaçak göçle mücadelede süratli ve somut sonuçlar almayı hedefleyen iş birliği adımları, NATO ile de sınırı olan değil.
Almanya, Türkiye ile ikili ortaklık kapsamında da yeni mekanizmaları hayata geçiriyor. Aralarında Türk kökenli Alman polislerin de bulunmuş olduğu ortalama 40 Alman güvenlik mensubu, yakın iş birliği kapsamında yakında Türkiye’de göreve başlıyor.
Varılan mutabakat doğrultusunda Alman polislerin gerektiğinde sahada da vazife yapması öngörülüyor. Sadece Türk tarafının şu aşamada üniformalı Alman polislerinin sahada olmasına o kadar da pozitif bakmadığı gelen bilgiler içinde.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeie
Ayrıca Pazartesi günü Brüksel’de liderler öğle yemeğinde Türkiye ile süreci görüşürken Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in yakın mesai arkadaşı, İkili İlişkilerden Görevli Devlet Bakanı Maria Böhmer, Ankara’da eleştiri temaslarda bulunacak.
Yedi gün sonrasında da Almanya’nın AB’den Görevli Bakan Michael Roth Türkiye’yi ziyaret edecek. Edinilen bilgilere nazaran Roth’un görüşmelerinin odağını ise sivil cemiyet, insan hakları ve demokratik reformlar oluşturacak.
Kaynak: Onedio
Haberin Devamı
Türkiye-AB Hattında Kritik Dönemeç: Tamam mı, Devam mı?
0 yorum:
Yorum Gönder