35. İstanbul Film Festivali’nde Saklı Kalan 10 Film


35. İstanbul Film Festivali yaklaştıkça film önerilerinin etrafta uçuştuğu bir dönemeç de yavaştan kendisini göstermeye başlıyor. Aslına bakılırsa yüzden fazla filmin 11 gün gibi kısa bir sürede gösterildiği göz önüne alınırsa insanların hızlı ve dikkatli bir tercih yapmaktan başka da bir çareleri yok gibi. Biz de bu durumu göz önüne alarak sizler için 35. İstanbul Film Festivali’de saklı kalan filmler arasından 10 filmlik bir seçki hazırladık.


Aslında tüm bu öneri listelerinin fazlasıyla işe yaramaz -hatta eğer gerçekten bir işe yarıyorsa da bunun kesinlikle olumlu anlamda olmadığını- söylemek çok da yanlış olmaz. Çünkü herhangi bir gönderen ve anlamsal kod arasındaki bağın kendisi bizzat boş bir gösterge haline gelmekle yüzleşmek zorundadır. Yeni bir gösterge eklemek yeni bir anlam eklemekle eş tutulamaz.


Peki o halde bu eleştirilerden sonra bu liste ne anlama geliyor? Tam da olayın ikircikliğini ifşa eden ama bunu dışarıdan değil bizzat içerisinden yapan bir liste bu. Festivalin gömülü hazineler ya da retrospektifler gibi gerçekten saklı filmlerin bulunması öngörülen bölümlerini iğdiş etmesi beklenirken tam olarak hangi bölümü öne çıkardığı belli olmayan; bir güzel kategorilere ayrılıp sunuma hazırlanmış filmler arasında saklı olanı değil saklı olanı filmlerin içerisinde arayan bir liste. Bu açıdan da oldukça bilindik filmlerden, gerçekten de saklı olan filmlere kadar kat etmediği tek bir kategori kalmayan bir yolu işaret ediyor. Filmi saklı kılanın paketlenmiş kategoriler değil, ona bakan göz olduğunu söylüyor. Kendi kendisini yok eden listelerin güzellemesini yapıp kendisini yokluğunda sunuyor.


35. İstanbul Film Festivali’nde Saklı Kalan 10 Film!

The Whicker Man


Robin Hardy´nin yönettiği film, Howie isimli polis dedektifinin, bir genç kızın ortadan kaybolmasıyla ilgili aldığı ihbar üzerine İskoç adası Summerisle´a gelmesiyle başlar. Ada sakinlerinin genç kızın varlığını inkâr etmesini şüpheli bulan dedektif, bir süre burada kalmaya karar verir ve araştırmaya devam ettikçe Christopher Lee´nin canlandırdığı, adanın lideri Lord Summerisle ile tanışır. Bu arada adalıların pagan ritüellerini keşfeder. Yenilenmiş son kurgu versiyonuyla izleyeceğimiz Gizemli Ada´yı Lee de bir röportajında en iyi filmi olarak nitelendirmişti.


Neden izlenmeli: Özellikle çok farklı türler arasında kendinden emin bir şekilde dolanması ve sıra dışı hikayesiyle kült statüsünde değerlendirilebilecek olan A Whicker Man’i beyazperdede izleyebilmek hiç kuşkusuz eşsiz bir deneyim olacaktır. Üstelik filmin, yönetmen kurgusunun gösterilecek olması da bu deneyime ayrı bir değer katıyor.


L’avenir


Avrupa´nın dikkat çeken yönetmenlerinden Mia Hansen-Løve, beşinci filmi Gelecek Günler´de güçlü bir kadın karakter portresi sunuyor. Isabelle Huppert´in etkileyici bir performansla canlandırdığı Nathalie, iki çocuklu, uzun süredir evli bir felsefe öğretmeni. Yaşlı ve ilgi bekleyen annesi, çok sevdiği işi ve yolunda giden evliliği arasında üçe bölünmüş hayatı yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Nathalie, orta yaştan sonra hayatın getirdiği değişikliklerle geleceğini nasıl kuracaktır? Berlin´de bu yıl ana yarışmanın gözde filmlerinden Gelecek Günler, hayatın gündelik akışını heyecanlı kılan bir senaryo ve yönetmenliğe sahip, akıllara kazınan bir karakter dramı.


Neden İzlenmeli: Tam da yazımızın giriş bölümünde belirttiğimiz şekliyle L’avenir belki ilk bakışta çok da kenarda köşede kalmış bir film olarak gelmeyebilir. Lakin, bakacak farklı bir bakışı olanlar için taşıdığı potansiyelle kesinlikle saklı kalmış ve kaçırılmaması gereken yapımlardan biri.


Heart of A Dog


New York sanat çevrelerinin ünlü avangart sanatçısı Laurie Anderson, 29 yıllık aranın ardından sinemaya kişisel, samimi ve sıcak bir filmle dönüyor; kendi dış sesiyle anlattığı, Venedik Film Festivali´nde Altın Aslan için yarışan Köpeğin Kalbi´nde canlandırma, ev videoları, bozulan imajlar gibi değişik film tekniklerini, özgürce ilerleyen metinle hiçbir kan uyuşmazlığı yaşamadan bağlıyor. Film, yönetmenin çok sevdiği teriyer köpeği Lolabelle´den, 11 Eylül sonrası yükselen devlet paranoyalarına, gökyüzüne, Wittgenstein´a, ölüme uzanıyor. Anderson´ın 2013´te kaybettiği hayat arkadaşı Amerikalı efsane müzisyen Lou Reed´in ruhu ise deneysel sinema zirvesinin her saniyesinde hissediliyor.


Neden İzlenmeli: Gerek Lou Reed üzerinden gerekse daha önceki deneysel çalışmalarından Anderson’u tanıyanlar için aslında neden izlenmeli sorusuna bir cevap vermemize gerek yok. Eğer henüz tanışmadıysanız da bu fırsatı kaçırmak bu tarz filmleri bulup izleme zorluğu göz önüne alındığında büyük bir kayıp olacaktır.


Koloni


Güneş, Kıbrıs´taki Beşparmak Dağları üzerinde doğmaktadır. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi, bilim adamları ve gizli tanıklarla bu dağları kazmaktadırlar. İskeletler çıkarılacak ve ailelere teslim edilecektir. Henüz açılmamış toplu mezarların hayaletleri boşaltılmış köylerde, vadilerde dolaşmaktadır. Dünya prömiyerini FIDMarseille Film Festivali´nde yapan Koloni, psikocoğrafya, manzaranın hafızası ve anımsama üzerine bir film.


Neden İzlenmeli: Sıra dışı anlatım tekniği ile aslında popüler sinemada karşımıza klişe kalıplarla çıkan bir anlatıyı çok farklı şekilde işlemesiyle sinefiller için benzersiz bir deneyim fırsatı sunuyor Koloni. Hele ki buna Kıbrıs’ın yakın tarihine dönük atıflar da eklenince ortaya çıkan eseri kaçırmak olmaz.


Soluk


Zonguldak. Madenlerin ve maden işçilerinin şehri… Ağır çalışma koşulları altında hayatları pahasına yerin altına girenlerin şehri… Bir de kaçak madenler var şehirde. En küçük güvenlik önleminin alınmadığı, oldukça ağır koşullar altında yaşanan çeşitli varoluş hikâyelerine tanık olduğumuz madenler… Kaçak kömür üretimin bir parçası haline gelen çocuklar ve katırların trajik yaşamları bu madenlerin an acılı öykülerinden. Soluk, Zonguldak dağlarındaki kaçak kömür madenlerinde yaşanan bu kıyasıya mücadeleyi anlatıyor.


Neden İzlenmeli: Daha önce defalarca işlenmiş olan bir konuya çok farklı bir noktadan bakarak anlatısını sıradan belgesel kalıplarının sınırlarının ötesine taşıyan bir film çok sık karşımıza çıkan bir durum değildir açıkçası. Çünkü sadece konusundan bile anlaşılabileceği üzere çekim şartlarının tehlikeleri ve riskleri ortada. Bize kalan da bu çabaya tanık olmak sanırım.



The post 35. İstanbul Film Festivali’nde Saklı Kalan 10 Film appeared first on Filmloverss.


Kaynak: Film Loverss


Haberin Devamı

35. İstanbul Film Festivali’nde Saklı Kalan 10 Film
Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder