Kültür, ekonomideki büyümeden pay alsın

“Yaratıcı endüstrilerdeki gelişim, farklı sektördeki gelişimi de tetikleyerek kentsel ekonomiyi canlandırıyor” diyen Bülent Eczacıbaşı, kültür-sanat ve ekonominin birbirini etkilediğine dikkat çekiyor.


Demet CENGİZ
demetcengiz@sozcum.com


Rönesans’ı da etkileyen Medici ailesi İtalya için ne ise Eczacıbaşı ailesi de Türkiye için odur. Kültür-sanata, bilime, spora ve sosyal gelişmişliğe Türkiye’de en çok katkı sağlayan gruplardan biridir. İKSV ve Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın ne kadar zarif, saygılı, samimi ve vizyoner olduğunu bilmeyen yoktur ama kendisinin aynı zamanda bir ’şık latife’ üstadı olduğunu da vurgulamalıyım.


14’üncü İstanbul Bienali 31 Ekim’de bitecek. Dış basın çok ilgi gösterdi.

– Evet, uluslararası basından da müthiş bir ilgi vardı; 600 yabancı gazeteci geldi. The Guardian, Le Monde, The New York Times, Financial Times, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Süddeutsche Zeitung, La Repubblica yakından izledi. Yazılanların büyük kısmının övgü dolu olması gurur verici.


Yine ücretsiz ziyaret edilen bir bienal… İlgi nasıl peki?

– Bienal gibi düşünce dünyasını zenginleştiren kültür-sanat etkinlikleri izleyicilerine koşullar ne olursa olsun ulaşabilmeli. Ücretsiz gezilebilmesi ziyaretçi sayısını artırdı. 1999 yılında 40 bin olan ziyaretçi sayısı 2011’de 110 bine ulaştı. İlk kez ücretsiz olarak kapılarını açtığımız 13. İstanbul Bienali’ni 340 bin kişi ziyaret etti. Bu yıl 400 bine yaklaştık. Hedefimiz milyonlarla ifade edilen ziyaretçi sayıları.


RAKİPLER ASIR DEVİRMİŞ


İstanbul dünya bienalleri arasında zirveye oynuyor, diyorsunuz. Bu kadar geriden gelip, bu kadar değerli olmasını sağlayan nedir?

– Bienal düzenleme fikrinin doğduğu 80’li yılların ortalarındaki İstanbul’daki güncel sanat ortamıyla, bugünkü ortam arasında büyük farklar görüyoruz. Hızlı bir gelişim oldu. İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 1987 yılından bu yana düzenlenen İstanbul Bienali’nin 30 yıldan az bir sürede bugünkü konumuna gelmesi bize gurur veriyor. Düşünürseniz bienalimizin birlikte anıldığı etkinlikler 120 yıldır düzenlenen Venedik Bienali ve 64 yıldır düzenlenen Sao Paulo Bienali… Uluslararası sanat çevrelerinin ilgisi, burada üretilen işlerin niteliğinin ve niceliğinin artması, sayıları artan müzeler, izleyicilerin güncel sanata olan ilgisinin geliştirilmesi çok katkı sağladı.


Kültür-sanat, bilim, spor ve insani gelişmişlik olmadan bir ülke sadece ekonomisiyle gelişebilir mi?

– Kültür ve sanat dünya çapında kalkınma ölçütleri arasında yok denecek kadar az görülüyor. Örneğin, Dünya Ekonomik Forumu’nun Toplumsal Gelişim Endeksi indikatörleri arasında veya Birleşmiş Milletler’in Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında kültür-sanata dair bir hedef görünmüyor. Halbuki ekonomik ve sosyal gelişim beraberinde kültürel gelişim de gerçekleştiği ölçüde kuvvetli olabilir. Bunun için de kültür endüstrilerinin ekonomideki büyümeden mutlaka pay alması gerekiyor. Kültür ve sanatın her türlü gelişim için yaşamsal önem taşıdığı artık çoğu ülke tarafından kabul edilen bir gerçek. İKSV, Ekonomik Etki Araştırması yaptı. Kültür ve sanat etkinliklerinin gerçekleştirildikleri kentin ekonomisine çok olumlu katkılarda bulunduğunu gösterdi. Yani kültür-sanat ve ekonomi birbirini desteklediği sürece iki taraftaki gelişim de olumlu etkilenecektir.


YARATICI ENDÜSTRİ BÜYÜTÜYOR


Kültür ve sanat için büyük emek harcayanlar hep özel sektör. Devlet politikası olarak neler yapılabilir?

– Kültür-sanat, her zaman ekonomik hassasiyet dönemlerinden ilk ve en çok etkilenen alanlar arasında. Bu konudaki ilerlemenin devletin öncelikleri arasında yer almaması nedeniyle, kültür ve sanatın gelişimine ayrılan bütçe, toplumun ihtiyaç duyduğu yoğunluktaki çalışmalar için yetersiz kalıyor. Durum böyle olunca özel sektör şirketleri, toplumsal konularda giderek artan boyutlarda sorumluluklar üstleniyor. Devlet tarafında yapılabilecek çok şey var tabii. Belirli devlet destekleri ve özel sektörün kültür-sanata desteğini teşvik eden bazı düzenlemeler yürürlükte, ancak bunlar her zaman geliştirilebilir. Ayrıca devletin özellikle altyapı eksiklerinin kapatılması yönünde daha kuvvetli destekleri olabilir.


Kültür ve sanat ciddi bir turizm ve ekonomi de yaratıyor.

– Tabii, kültür mirası kadar güncel kültür üretimi de kültür turizminin bir parçası ve aslında ekonomiye katkıda bulunma potansiyeli çok büyük. Ama Türkiye’de henüz bu potansiyel tam olarak açığa çıkmış değil. Yaratıcı endüstrilerdeki gelişim birçok farklı sektördeki gelişimi de tetikleyerek kentsel ekonomiyi canlandırıyor. Türkiye’de bu konuda yapılabilecek pek çok şey var. Yine her şeyin başında kültürü önemseyen bir vizyonun, ekonomiden turizme farklı eksenlerde benimsenmesi geliyor.


DALKAVUKLARLA MÜCADELE


Dalkavuklar, size gerçekleri göstermezler, sizin egonuzu okşamak için sizin görmek istediğinizi gösterirler.

İp üzerinde gözleriniz bağlı ne kadar giderseniz iş yaşamında da o kadar yol alırsınız. Verimli  katılım  yaratırrsanız dalkavuklardan korunursunuz.


İŞ HAYAT DENGESİ


– Yaşamın da, doğanın da, insan ilişkilerinin de dengeler üzerine kurulu olduğuna, uç noktalarda dolaşmanın ne mutluluk, ne de başarı getirdiğine inanırım.  Sağlam dengelerin olduğu yerlerde sağlıklı yapılar oluşur. İş ve özel yaşam için de aynı ilke geçerlidir.


SOSYAL SORUMLULUK


– Toplumsal yaşama her alanda katkıda bulunmaya çalışmak topluluğumuzun temel değerlerinden biridir.

– Kültür-sanat, spor, bilim, eğitim alanlarında yaptığımız çalışmalar topluluğumuzun faaliyetlerinin ayrılmaz parçasıdır.


KULAĞA KÜPE


– Kuracağınız sistemde başarısızlığa verilen cezanın, hiçbir şey yapmayana verilen cezadan daha az olmasına dikkat edin.

– Kendinizi ’insan sarrafı’ zannetmek hatasına düşmeyin. İnsan sarrafı yoktur; insanları ’gözlerinden anladığını’ zannedip ömür boyu yanılmaya mahkum olanlar vardır.

– Warren Buffet’in  sözünü  aklımdan çıkarmam: İnsanda üç özellik ararım: Dürüstlük, zeka ve enerji. Birincisi yoksa öbür ikisi sizi mahveder.


BAŞARININ SIRRI


– Her yaptığınız işte hedefinizi dikkatle belirleyin ve gözünüzü hedefinizden ayırmayın. Ayırdığınız zaman engelleri görürsünüz.

– İş yaşamında başarının olmazsa olmaz koşulları kararlılık ve sebattır. Dünya çok yetenekli, çok akıllı, çok iyi eğitim görmüş, ama hayatta hiçbir şey elde edememiş, bir baltaya sap olamamış insanlarla doludur. Kararlılık ve azimle bir hedefe ulaşmak için yılmadan çalışmak gerekir.


PİŞMANLIK


– Büyük pişmanlıklarım yoktur. İş yaşamında “Orada hata yaptık” dediğim anılarım vardır.

– Zaten sürekli irili-ufaklı hatalar yapmak iş yaşamının doğasında vardır.

– ‘Hatasız kul’ olmadığı gibi, hatasız işinsanı da, yönetici de yoktur. Önemli olan pişmanlıklara boğulmamak, hatalardan ders almak, onları tekrar etmemektir.


ŞANS


– Rastlantıların çok önemli olduğuna, dünyayı ve insan yaşamını yönlendirdiğine inanırım. Tesadüfen sıkça iyi tesadüflerle karşılaşmış olan insanlara ’şanslı’ deriz.

– İstatistik bilimine ve ihtimal hesaplarına da fazla kafa yormak istemediğimizden bazı tesadüflerin kendiliğinden olabileceğine inanmayıp olayı kestirmeden ’şans’la açıklamayı severiz.


YETENEK AVI


– Yetenek iş üzerinde anlaşılır. Performansını görmediğimiz insanları değerlendirmeye çalıştığımızda, yanılgı payının büyük olduğunu anlarız.

– Yetenekli insanları korumanın yolu onları bir organizasyon içinde tutmak için sadece maddi olanakların yeterli olmadığını anlamaktan  geçiyor.

– Sevdikleri işi yapan, kendilerine saygı gösterildiğini bilen, kararlara katılım imkanlarını kullanabilen, bir amaca hizmet ettiklerini ve katkıda bulunduklarını hisseden insanlar motive olurlar.


HOBİ


– İş dışında kendime ve aileme ayırdığım zamanları seyahat ederek, kültür-sanat etkinliklerini izleyerek ve spor yaparak geçiririm. Çocukluğumdan beri vazgeçemediğim spor ata binmektir.


Haber Kaynağı: Sözcü



Kültür, ekonomideki büyümeden pay alsın
Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder