17-25 Aralık operasyonları başarıya ulaşsaydı ve AKP devrilseydi, Abdullah Gül’ün inisiyatif alacağının konuşulduğu ileri sürüldü.
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın yeni kitabı “Cemaat’in İflası”nda ele aldığı konulardan biri de 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları. Avcı kitabında, Cemaat’in “hükümet gitsin de kim gelirse gelsin” diye düşünmediğini yazdı ve Abdullah Gül senaryosunu irdeledi. Hanefi Avcı kitabında Abdullah Gül ‘e dair iddialarının çıkış zeminini şu sözlerle kaleme aldı:
“(…) O zaman hükümet gittiğine göre yerine kim gelecekti? Herhalde bu planı yapan Cemaat yöneticileri “hükümet gitsin de kim gelirse gelsin, ben karışmam” diye düşünmemiştir. Mutlak surette gelecekleri de hesaplamışlardı ki, gelecek olanların yapacakları da belliydi. Çünkü giden hükümete hesap sorulması ve bu operasyon dosyalarının işleme konulması gerekiyordu. Ama hükümeti kim kuracaktı, kimler kuracaktı ve bu dağınıklığı kim toparlayacaktı? Bir anda bu kadar büyük bir operasyon, hükümetin çekilmesi, şirketlerin hesaplarına el konulması büyük bir kaos çıkarırdı. Mutlak ekonomik bir sıkıntı çıkacak, döviz değerleri allak bullak olacaktı. Kısa sürede bunları kim düzeltecekti? Ve hesap nasıl yapılmıştı? Bu planları yapanların mutlaka bir hesabı olması gerekiyordu. Birilerinin hazır olup hemen hükümeti toparlaması, yeni bir hükümeti kurması ve bu yeni hükümetin kaldığı yerden devam edecek görüntüsü içerisinde eskisinden hesap sorarak, Cemaat’in politikalarını adım adım uygulaması düşünülmüştü. Peki, bunlar kimlerdi ve bu planları kimler uygulayacaktı? (…)”
GÜL BU YÜZDEN Mİ DIŞLANDI?
Hanefi Avcı kitabında, bu sorulara yanıt olacak şekilde dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül isminin konuşulduğunu ileri sürdü ve şunları yazdı:
“(…) Yapılanların bir darbe olduğunu veya bir darbe hazırlığı olduğunu bilen herkes, acaba bu darbeyle birlikte AKP’nin yerine hükümeti kim kuracak, kim gelecek, Türkiye’yi kim yönetecek sorusunu birbirine soruyor; bu hesaplanmadan bu iş olmaz diye bugün konuşuluyor, düşünülüyor. Birçok kişi tahmin ve yorumlarına rağmen açıklık getirmiyordu. Daha sonraki gelişmelere bakarak herkesin mutabık kaldığı “Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül bu işi toparlayabilir; Türkiye’de inisiyatif koyup bu işi düzeltebilecek tek kişidir” görüşüydü. Acaba üzerinde tahminler yürütülen bu kişi veya kişiler olanlardan haberdar mıydı veya dolaylı olarak onlara ima edilmiş miydi? Böyle bir durum karşısında hazırlıklı ol denilmiş miydi? Veya Cemaat’le herhangi bir bağlantısı var mıydı? Hatta daha ilerisi de mümkün mü?
Bunlar pek makul gözükmüyor. Olaylara ve yorumlara bakıldığında ortada ciddi bir emare, ciddi bir bilgi yok. Ama herkesin yorumu, kapalı mahfillerde konuştuğu da bunu ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün yapabileceğiydi. Ve Cumhurbaşkanı Gül’ün daha sonra AKP tarafından dışlanması, kenara konulması da sanki böyle bir şeyin el altından onlar tarafından kabul edildiği, AKP’nin en azından Başbakan’ın da böyle bir şeye inandığı veya böyle bir konunun ihtimal dahilinde görüldüğü ve bundan dolayı da tavır alınmış gibi bir intibanın ortaya çıktığı görülmektedir. (…)”
Haber Kaynağı: Rahatsız
from Habergaraj.Com http://ift.tt/1HNBfx3
0 yorum:
Yorum Gönder