Ahmet Takan: Barzani ile AKP’nin iktidarı hangi koşullara bağlı?

Yeni Çağ yazarı Ahmet Takan, “Peşmerge koridoru Ankara’yı karıştırdı” başlıklı yazısında çok önemli soruları gündeme getirdi.


Peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçişine izin verilmesi konusunda başbakanlık, kabine üyeleri, genelkurmay ve Köşk arasında yaşanan çok başlılık ve açıklama krizlerinin perde arkasını Yeni Çağ yazarı Ahmet Takan kaleme aldı.


Yazısında Peşmerge koridoru konusunda Ankara’da yaşanan trafiği özetleyen Takan, Genelkurmay’ın hükümetin bazı bakanlarının açıklamalarından rahatsız olduğunu ifade etti.


Peşmerge’ye koridor açılması konusunda devlet yetkililerinin farklı farklı açıklamalar yaptığını ortaya koyan Takan, “Barzani ile AKP’nin iktidarlarını sürdürebilmeleri hangi koşullara bağlandı?” sorusu başta olmak üzere bir çok soruya da cevap verilmesi gerektiğini yazdı.


İşte Ahmet Takan’ın Yeni Çağ’da yayınlanan o yazısı:


“Kaldığımız dünkü yerden maalesef devam edemiyorum.. Sıcak gelişmeler mecbur bıraktı.. “Peşmergeye Kobani’ye geçmesi için Türkiye’den açılan” veya açıldığı iddia edilen koridor Ankara’yı tam manasıyla karıştırdı. Bağımsız ve bağlantısız gazeteciler olarak bilgi kirliliği ve manipülasyonlardan kurtulup doğru habere ulaşmak için canımız çıkıyor desem abartmış olmam.


Ankara’daki kirli havayı sizlere daha anlaşılır aktarabilmem için olayların oluş sırasına tekrar göz atalım.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pazartesi öğle saatlerinde “Peşmerge’nin Kobani’ye geçmesi için yardımcı oluyoruz” (ABD’nin PYD’ye havadan yaptığı silah yardımlarıyla eş zamanlı) dedi.


Gündeme “Kobani’ye yardım koridoru” düşünce -doğal refleks olarak- PYD’yi PKK ile birlikte terör örgütü olarak ilan eden TSK’nın tavrının ne olduğuna ve nelerin olup bittiğine ilişkin Genelkurmay’ı aradık. Sorularımıza ancak akşam saatlerinde yanıt aldık ama aradığımızı bulamamıştık. Genelkurmay Basın Dairesi, “Bu konunun muhatabı biz değiliz. Açıklama Dışişleri Bakanlığı tarafından yapıldığı için konuya ilişkin soruların Dışişleri Bakanlığı’na sorulması gerekir” diye tatmin olmadığımız bir cevap verdi.


Başkentte önceki gün itibarıyla tüm izler(!) birbirine karışmıştı. Ama, önümüzde sorularımıza cevap bulabileceğimizi umduğumuz bir fırsat daha vardı. Ankara’nın klasik Salı’sının Meclis grup toplantıları. Parlamento muhabiri arkadaşlarımız, AKP grup toplantısı öncesinde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ı yakaladı. “Peşmergenin Türkiye’den Kobani’ye geçişinde askerin bilgisinin olmadığı iddialarına ilişkin” Yılmaz, “Benim haberim var. Ben askerin bakanıyım” yanıtını verdi. Aslında soru Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı resmi açıklamayı yansıtmıyordu. Soru Bakan’a biraz daha farklılaştırılarak (!) sorulmuştu. Bir de Milli Savunma Bakanı olarak şahsının haberdar olması TSK’nın da haberdar olup, gelişmeleri TSK’nın da onaylıyor manasına mı geliyordu?..


İsmet Yılmaz’ın bu açıklamasından sonra Başkentte çanak-çömlek patladı. Uzun bir süredir devam eden benim de ABD ile Ankara arasında yapılan son pazarlıklardan yansıttığım kurumlar arasındaki derin görüş ve uygulama farklılıkları en somut örneğini verdi. Genelkurmay Başkanlığı Basın Dairesi bir açıklama daha yaptı;


“Peşmergenin Türkiye’den Ayn el-Arap’a geçişi konusunda askerin bilgisinin olup olmadığı yönünde bir açıklama yapılmamıştır.”


Şahsi yorumuma göre, bu yalnızca akşamki açıklamayı farklılaştıran gazetecilere değil, Bakan Yılmaz’a da verilen çok ince, nazik ve diplomatik bir cevaptı. Meclis’te klasik Salı’yı takip eden arkadaşlarım Necdet Pekmezci ve Fatih Erboz’dan, İsmet Yılmaz’a Genelkurmay açıklamasından sonra net sormalarını istedim…


Yılmaz, Erboz’un “Türkiye’nin açtığı koridordan Kobani’ye geçirilmesi planlanan peşmergelerin sayısı ne olacak? Bunlar hangi silahları kullanacak? Nasıl geçecekler?” sorusuna, kafasını sağa sola çevirerek ve de üzerine basa basa iki kez art arda, “Bir şey isteyen var mı?” diye cevap verdi(!)..


Şimdii!..


“Peşmerge koridoru”na nasıl gelindiğine ilişkin gelişmeler ise Ankara’nın devlet koridorlarını iyi tanıyan ve takip eden gazeteciler için çok net. Şöyle;


Recep Erdoğan, Başkentte geliştirilen tüm stratejilere rağmen yine kendinin de söylediklerini inkar ederek Obama’nın karşısında iki büklüm olup PYD’ye yardımı kabullenince MİT üzerinden Dışişleri Bakanlığı ayaklı Kuzey Irak yönetimi ile farklı ve de gizli bir operasyon yapıldı. Bölgede durumu sıkışık olan Barzani’nin de işine gelen plan sonrasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bildiğiniz açıklamayı yaptı.


Bomba haber düştüğünde Pazartesi günü öğleden sonra Ankara gazetecileri olarak sadece Genelkurmay Başkanlığı’nı aramamıştık Dışişleri kaynakları da MİT kaynakları da “Kobani koridoru” ile ilgili sorularımıza ağız birliği etmişçesine “Genelkurmay Başkanlığı’na sorun. Bizde bilgi yok” cevabını vermişlerdi.


Devlet ve siyaset kurumları arasında hatta iktidarın kendi içinde net uyumsuzluk fotoğrafı ortaya çıkınca kendi payıma doğru haberlere ulaşabilmek için güvenilir bölge kaynaklarıma müracaat ettim.


Onlara direkt şu soruyu sordum, “Sözü edilen koridordan peşmerge güçleri geçirildi mi? Veya geçiriliyor mu?”


Başta bölgedeki askeri kaynaklar olmak üzere herkes şaşkındı. Kaynaklar aynı soruyu Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis Valileri olmak üzere bölgedeki tüm Valiliklere ve ilgili yerlere sorduklarını ve “bizim de bilgimiz yok. Bildiğimiz kadarıyla geçiş yok” dediklerini aktardı.

Uzun süredir IŞİD operasyonları çerçevesinde başta Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere bazı Bakanların yaptığı açıklamaların TSK’yı çok rahatsız ettiğini hissediyorum. Bunlara bir de Milli Savunma Bakanı’nın son açıklaması eklendi.


Rahatsızlık yalnızca TSK içinde de değil. İktidar içinde bazı Bakanların Ahmet Davutoğlu’na danışmadan Recep Erdoğan ve Washington eksenli yaptıkları açıklamalar da can

sıkıyor.


Burada şimdi cevap bulması gereken çok hayati sorular var;


* İki Bakanın bildiğini açıkladığı gelişmelerden niye bölge Valilerinin bilgisi yok. Veya var da gerçeği mi yansıtmıyorlar?.. Eğer bilgi saklanıyorsa; aynı devlet için çalışan kurumlar arasındaki bu uyumsuzluğun bu ters düşmelerin manası ne

olabilir?..


* PYD/PKK’ya, peşmergeye yardım ve koridor açılmasında Türk Milletinin sıcak bakmadığı hususa TSK sıcak bakabilir mi?.. Bakarsa nasıl ve niye?..


* Irak’ın Kuzey’inde IŞİD’e karşı kendini koruyamayan, IŞİD’in önünden tir tir titreyerek kaçan peşmerge, Kobani’ye geçip de PYD’ye hangi yardımı yapacak? PYD’ye karşı nasıl savaşacak?..


* Barzani ile iktidar kendi aralarında hangi özel mutabakatlara imza atıyor?..


* Barzani ile AKP’nin iktidarlarını sürdürebilmeleri hangi koşullara bağlandı?..


* Washington tarafından dikte ettirilen ve boyun eğdirilen bir süreçte Devletin bekası ile ilgili birinci derecede sorumlu olan kurumlar ne zaman çıkıp da doğruları anlatacak, milleti doğru bilgilendirecek?..


Başkentte müthiş bir köpek dolabı döndürülüyor…


Size dün verdiğim sözü yerini getirmek için bu sefer gün veremiyorum. “Kazan think-tank”inde olup bitenleri en kısa sürede sizlere ulaştıracağım!..”


Yazının tamamını okumak için tıklayınız…


KAYNAK: YENİÇAĞ


Haber Kaynağı: Rahatsız


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder