Uzmanlar, beslenmek için ilk aşamanın besin satın almak olduğunu ve bu aşamada tasarrufun da önemli yer tuttuğunu ifade etti. Bunun için alışverişe çıkmadan önce besinler için bir liste yapılması, günlük, haftalık ve aylık satın alınacak besinlerin tespit edilmesi gerektiğini kaydeden uzmanlar, beslenmenin ilk aşaması olan alışverişle ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Piyasa araştırması yapılmalı, besleyici değeri yüksek, fiyatı ucuz olanı alınmalı. İnsanların sağlıklı olmasında tüketilen yiyeceklerin tazeliği ve kalitesi çok önemlidir. Sağlıklı beslenmek için doğal ve taze besinler tercih edilmeli. Güvenli gıda seçmeli. Fazla miktarda katkı maddesi içeren besinlerden kaçınılmalı. Saflaştırılmamış, zenginleştirilmiş tahıl ürünleri seçilmeli, mümkün olduğunca yağ içeriği az olan besinler tercih edilmeli. Kırmızı et yerine tavuk veya balık seçilmeli. Daha az tuz içeren besinler tüketilmeli, hazır meyve suları, gazoz, kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmeli. Sağlam, zedelenmemiş, bozuk, küflü ve çürük olmayan gıdalar seçilmeli, çürüyen kısımlarda oluşan mantar ve bakteriler insana zarar verir. Alınacak etler, taze ve yağsız olmalı, üzerinde kontrol damgası bulunmalı. Meyve ve sebzeler, mevsimlik ve taze olmalı, içinde çamur, toz, yabancı ot olmamalı. Kuru baklagiller; o yılın mahsulü olmalı, içinde yabancı madde olmamalı. Patates alırken; yarık, çatlak, çok kirli, çok küçük, yeşillenmiş, çimlenmiş olmayan, düzgün olan seçilmeli. Tahıllar; yeni mahsul olmalı, içinde yabancı madde olmamalı.” Satın alınan besinlerin hazırlanmasının da insan sağlığı açısından önemli olduğunu belirten uzmanlar, herkesin mutfakta bir şeyler hazırlayabileceğini ancak bu hazırlanan yiyeceklerin sağlıklı olması için şu konulara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Tüm mutfak yüzeyleri devamlı temiz tutulmalı, yemek hazırlamaya başlarken ve her ara verişte eller tekrar yıkanmalı. Meyve ve sebzeler bol ve temiz su ile yıkanmalı, çiğ olarak yenmesi gereken gıdalar, temiz olmazsa sağlık için tehlikeli olabilir. Meyve ve sebzeler; parçalanmadan bol suda yıkanmalı ama uzun süre su içinde bırakılmamalı. Aksi halde, bir kısım mineraller ve suda eriyen vitaminler suya geçer ve ziyan olur. Parçalanmış sebze ve meyvelerde bu kayıp daha çok olur. Çiğ tavuk hazırlarken kullanılan bıçak ve kesme tahtası pişmiş tavuk için kullanılmamalı. Sebzeler; mümkün mertebe çok küçük parçalanmamalı. Sebze ve meyveler bir süre su dolu kapta bekletilmeli, sonra bol su ile birkaç kez yıkanmalı. Mikrop bulaşması söz konusu ise taze sebze ve meyveler 20 dakika tuzlu veya klorlu suda bekletilmeli. Gıdaların temizliğinde deterjan gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı. Tuvaletten çıkınca, yemekten önce ve sonra elleri sabunlu suyla yıkamalı” açıklamasında bulundu. SEBZE VE MEYVELER ÇİĞ YENMELİ Uzmanlar, tüm bunlara dikkat ettikten sonra 3. aşamada ise sağlığa uygun olarak seçilmiş ve temizlenmiş olan besinlerin tüketilmesinde ise şu esasların önemli yer tuttuğu ifade ediyor: “Sebze ve meyveler mümkün oldukça çiğ yenilmelidir. Meyve ve sebzelerin mümkün olduğu kadar kabukları soyulmamalıdır. Zira faydalı maddelerin çoğu kabuğa yakın kısımlarda bulunur. Pişirilecek donmuş et, balık veya tavuk buzdolabında önceden tamamen çözülmeli. Süt ve yoğurt aydınlık yerde bekletilirse vitamin B2, B6 ve Folik Asit değerleri azalır. Tatlılarda; şeker yerine pekmez kullanılması onun besleyici değerini artırır. Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler iyi pişirilirse sindirim kolaylaşır, protein değeri artar. Salatalara; sirke eklenir ve bekletilirse A ve C vitamin değeri azalır. Sebzeler; doğrandıktan sonra bekletilirse, haşlama ve pişirme suları atılırsa vitamin ve mineralleri azalır. Meyveler; kesildikten veya suyu sıkıldıktan sonra bekletilirse C vitamin azalır. Süt; kabardıktan sonra karıştırılarak 4-5 dakika kaynatılıp hemen soğutulur. Cam kavanozda buzdolabında 1-2 gün saklanabilir. Yağ; yakıldıktan sonra yemeğe konursa sağlığa zararlı duruma gelir. Yoğurdun suyu atılırsa, torbada süzülürse vitamin değeri azalır. Besinlerin pişirilmesinde ve saklanmasında ise uzmanlar, “İyi kalite cam, oksitlenmeyen çelik veya toprak kaplar kullanılmalıdır. Cam kaplar, pişirme ve saklama kabı olarak uygundur. Telle ovulmamalı zira camlar çizilirse temizlenmesi güç olur. Paslanmaz çelik kaplarda pişirme son derece küçük ısıda olur. Yemeğin ısısını kaybetmesi söz konusu olmaz ve yemek lezzetli olur. Yemek, kısa sürede pişer ve besin değeri de korunmuş olur. Bunlarda uzun süre asitli yiyecek saklanmamalı. Kaplar yüksek ısı ile temas ettirilmemeli. Yıkama işlemi anında kap telle ovulmamalı, sıvı veya krem deterjan kullanılmalı. Deterjan, çok az kullanılmalı. Yıkanan kap iyice durulanmalı. Yıkamadan önce kaplardaki artıklar iyice sıyrılıp alınmalı.Yıkanan kaplar iyice kurulanmalı. Metal veya plastik kaplar içine; sulu, ekşi, tatlı şeyler konulmamalı. Alüminyum kaplar ve kağıtlar çabuk okside olur ve yemeklerle mideye geçer ve insana zarar verir” önerilerinde bulundu.
Kaynak: İHA
0 yorum:
Yorum Gönder