Kürtler ve Kürdistan tartışılıyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver, “Türkiye’de önemli bir kesimin kimliğini oluşturan Kürt varlığının, bir üniversite düzeyinde gereken ilgiyi görmeye başladığını gözlemlemekten mutluyum” dedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Kürdoloji Çalışma Birimi, Bilgi Kültür ve Düşünce Topluluğu ile Toplum ve Kuram Dergisi işbirliğiyle düzenlenen “1990′larda Kürtler ve Kürdistan” adlı konferans başladı. Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü’nde gerçekleşen ve iki gün sürecek konferansa, yurt içi ve dışından çok sayıda akademisyen ve araştırmacı katıldı. Kürtçe gerçekleşen konferansın açılışında konuşan Sanver, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde değişik alanlarda Kürt kimliği ve sorunuyla ilgili çeşitli toplantılar düzenlendiğini söyledi. Üniversitenin yaptığı çalışmaları anlatan Sanver, şöyle konuştu: “Akademik özgürlük çerçevesinde siyasete gündem oluşturma ya da mesaj verme endişesinden uzak toplantılar düzenleyebiliyoruz. Bu noktada altını çizmek istediğim bir husus var. Üniversiteler, şiddeti reddetmek kaydıyla her türlü düşüncenin özgür olarak tartışılabildiği alanlardır. Bu kimlik üniversiteyi toplumun diğer kurumlarından ayırt edebilen bir özelliktir. Özgür düşüncelerin tartışılabileceği bir liman ve platform olma emeğini güdüyoruz. Bu alandaki başarılarımızı görmekten mutluluk duyuyorum. Türkiye’de önemli bir kesimin kimliğini oluşturan Kürt varlığının, bir üniversite düzeyinde gereken ilgiyi görmeye başladığını gözlemlemekten mutluyum.” “Kürtçe’nin akademik alanlarda kullanılmasına önem gösteriyoruz” Bilgi Kültür ve Düşünce Topluluğu Başkanı Hişyar Aydın, AA muhabirinin sorularını cevaplarken, ilk kez akademik anlamda “1990′larda Kürtler ve Kürdistan’ın” tartışıldığı bir konferansı düzenlediklerini söyledi. Konferans dilinin Kürtçe olduğunu belirten Aydın, “Kürdistan ve Kürtleri tartışacaksanız, akademik ve etik açısından, konferansın dilinin Kürtçe olması gerekiyor. Bilgi Kültür ve Düşünce Topluluğu olarak da Kürtçe’nin akademik alanlarda kullanılmasına önem gösteriyoruz” diye konuştu. Aydın, 1990′ların her açıdan karanlık bir zaman dilimi olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “1990′larda faili meçhuller, köy yıkımları, köy boşaltmaları oldu. Bunların tartışıldığı hiçbir yer yok. Tartışılmayı geçelim, bazı söylentiler var. Bunlar da politik tabanda kalıyor, akademik çalışma yapılmıyor. Aydınlatıcı ve objektif biçimde hiçbir şekilde adım atılmıyor. Bunun yapılması gerekiyor. Bir dönem var, hem Türkiye hem Kürdistan tarihinde karanlık bir dönem var. Bu dönem niye aydınlatılmasın? Bu dönemi kim aydınlatacak? Amacımız, bu dönemi aydınlattıktan sonra çözümlerinden yola çıkarak daha iyi bir yol haritası çizmek ve barış ortamı sağlayabilmek, daha iyi ve özgürlükçü ortamda yaşamayı inşa etmek.”


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder