İnsan, tıpkı diğer memeli hayvanlar gibi inanılmaz bir merak güdüsüyle dolup taşmaktadır. Merakın tek çaresi cevap üretmek, gerçeğe ulaşmaktır. Türümüz, ne zaman ki gerçeğe ulaşamaz veya gerçeklere ulaşmakta zorlanır; işte o zaman içi içini kemirmeye başlar. Çünkü en cahil insanın bile bilmeye ihtiyacı vardır, bilme açlığı vardır. Bu “bilmek”, yarını görüp göremeyeceği olsa bile! Bu durumda kalan insanın karşısına iki yol çıkar: Merakını tetikleyen unsura yönelik aklına yatan yanıtlar uydurmak veya bilmediği şeyi ötekileştirmek. Ötekileştirme, kaçınılmaz olarak korkuyu beraberinde getirir; zira bilmediğiniz ve sizin kontrolünüz/bilginiz dışında varlığını sürdüren bir şeylerin var olma ihtimali iç kemiricidir. Bu nedenle Dünya-dışı yaşam insanlık için ürkütücü bir olasılıktır. Biz insanlar, bilmek isteriz!
Bilmediğimiz şeyden korkmak, kolay olandır. Aslında korku, başa çıkması hiç de kolay bir his değildir; ancak korkuya yenik düşüp pes etmek oldukça “kolay” bir seçenektir. Örneğin günümüz politik düzleminde terör örgütlerinin denediği şey tam olarak budur: toplumları korkuya (ve korkuyla) boyun eğdirmek… Bu tip girişimlerle en başarılı şekilde mücade edebilenler, o bilinmeyenin üzerine korkusuzca (ancak gerçeğin, mantığın, bilimin ışığını yanından ayırmaksızın) yürüyenlerdir.
Bilinmeyene yönelik korkular yenilmeye başladıkça, karşımıza yeni bir faz (safha) çıkar: anlama safhası… Örneğin Dünya-dışı yaşamın var olduğunu bilmek yeterli değildir. Onun ne olduğunu anlamak da önemlidir. Albert Einsten’a atfedilen sözün de söylediği gibi: “Her aptal bir şeyleri bilebilir; önemli olan anlamaktır.” Yine Dünya-dışı yaşam örneğine bakacak olursak, ola ki bir gün bu tip bir yaşam ile karşılaşırsak, sadece varlığından haberdar olmak istemeyiz, onun nasıl, neden, ne şekillerde var olduğunu bilmek, anlamak isteriz.
Görülebileceği gibi insan merakı sonsuz bir döngüdür. Ancak bu merakın peşinden korkusuzca gidebilenler bizleri Ay’a götürmekte, Mars’a götürmeyi hedeflemekte, akıllı telefonlarla devasa bir bilgi ağı olan internete bağlanabilmemizi sağlamakta, yollarda kendi başına giden arabalarla seyahat edebilmemizi mümkün kılmakta, en ölümcül hastalıkları bile alt etmeyi başarabilmektedir.
Bilemediğiniz noktada doğan karanlıktan asla korkmamanız dileklerimizle…
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)
Kaynak: Evrim Ağacı
Haberin Devamı
Anlamadığınız Şeyden Korkmayın!
0 yorum:
Yorum Gönder