Ne yazık ki insanlarda kendi fikirlerinin doğru olması, bir mecburiyetmiş gibi bir algı bulunmaktadır. Bu, kişilerin sorunu olduğu kadar, toplumun ve eğitimin de bir sorunudur… Sadece “doğru” cevabı ödüllendirmek, düşünmeye teşvik etmemek, düşünme biçimlerine önem vermemek ve toplumsal olarak fikir değiştirmenin acizane görülüyor olması, insanların fikirlerini “bilmek” yerine onlara “inanç beslemesi” arkasında yatan en önemli sebeplerdir. Bir inanca aşırı bağlılık fanatizmi doğurur. Fanatizm ise yalanı, çarpıtmayı, gerçekleri kabullenmemeyi ve birçok diğer tehlikeli sonucu…
Düşüncelerimizin birer “inanç” olmadığını anladığımız zaman, karşıdaki insan veya bilimsel literatür bize ters şeyler söylediğinde fikirlerimizi değiştirebilmenin bir erdem olduğunu kabullendiğimiz zaman, hem giderek artan bir hızla medeniyet seviyelerini atlamayı başaracağız, hem de birbirimizle çok daha açık iletişim kanalları kurmayı başaracağız. Zira biri size ters bir şeyler söylerken, aklınıza gelen ilk şey “Ne yaparım da bu kişiyi haksız çıkarırım?” ise, ciddi bir sorun var demektir.
Eğer dinlemeyi, okumayı, düşünmeyi becerebilirsek, bize ters gelen fikirlere karşıt ama iyi düşünülmüş, araştırılmış cevaplar üretebilirsek ve bu işlem sonucunda karşı tarafın haklılığını kabul edebilmenin ve görüşlerimizi değiştirebilmenin yüce bir erdem olduğunu anlayabilirsek, çok daha üstün seviyelere ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.
Dolayısıyla bir dahaki sefere birisiyle tartışırken, lütfen durun, dinleyin, düşünün ve hemen cevap vermeye çalışmayın. Düşünme süresi istemek, “Bilmiyorum, daha fazla araştırma yapmam gerek…” demek zavallılık değil, erdemdir.
Bunu bir meydan okuma, bir pratik olarak görün. Bakalım başarılı olabilecek misiniz…
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)
Kaynak: Evrim Ağacı
Haberin Devamı
Uzman Doktor vs. Satılmış Doktor
0 yorum:
Yorum Gönder