Tesla ve Apple


Car Throttle’ın çerezlik Top 5 listelerinden birinde cep telefonları otomobil olsaydı ne olurlardı diye bir başlık vardı. Eski station wagon Volvo ile Nokia 3310’u eşleştirmişlerdi, komikti, ama esas Tesla Model S’i iPhone’a benzetmeleri güzeldi. Komikten ziyade neredeyse ‘hakkaten ya’ etkisi bırakıyordu.

Bu benzetme aslında ‘komiklikler, şakalar’ seviyesinden daha derin. Bambaşka sektörlerden bu iki markanın gerçekten karşılaştırılabilmesini mümkün kılan detaylar var. Tesla’nın Silikon Vadisi kökenli olması, tasarım ve yüksek teknolojiyi ön plana çıkaran ürünleri ve CEO Elon Musk’ın Steve Jobs-vari dehası bunlardan bazıları.


Bu iki markanın karşılaştırılmasını mümkün kılabilecek bir benzerlik daha var, ki bu tüketicilerin dahil olduğu bir benzerlik. Yani önemli. Apple mağazalarının kapısında kuyruk olan tüketicileri bilirsiniz; aynısı Model 3’ün ön siparişlerinin alınmaya başladığı gün Tesla için de oldu. Aşağıdaki fotoğraf Avustralya’da bir Tesla bayisinden. Bir haftadan biraz fazla zaman geçti ve ön sipariş sayısı şimdiden 300 binin üstünde.



Apple güçlü marka imajını, kendine özgü kullanım deneyimi sunan çekici ürünler tasarlayarak inşa etti. Tesla için de şimdiye kadar gidişat böyle sayılır; otomobilleri dikkat çekici, hızlı, markaya has bir satış ağına ve bedava şarj ağına sahip. Diğer otomobillere bakınca Tesla’lar yoldaki bütün ulaşım araçlarından farklı.


Peki Tesla’yı Apple gibi parlak bir gelecek mi bekliyor? Apple’ın domine ettiği elektronik sektörüyle otomotiv arasında büyük farklar var ve Tesla’nın çuvalla sipariş alması Apple kadar karlı bir şirket olarak hayatta kalacağının garantisi sayılmaz.


Otomobil markaları ile elektronik markaları arasında çok esaslı farklar var. Bunlardan ilki üretim. Malum Apple ürünlerinin kitapçıklarının ilk sayfasında ‘designed in California’ (Kaliforniya’da tasarlanmıştır) yazar. Bu laf insanın içini okşasa da aslında ürünler Foxconn gibi Çinli fason imalatçılarda üretiliyor. Bir cep telefonunu üretmek otomobil üretmeye kıyasla daha basit bir iş, ve bir cep telefonu ya da dizüstü bilgisayarın kalitesini üretim sürecinden ziyade kullanılan materyaller ve dizayn belirler.


Tasarım ve malzeme otomobillerde kalite algısını yaratmak konusunda çok önemli olsa da cep telefonuna kıyasla otomobil, bin kat daha karmaşık bir yapı. Bu sebeple bir otomobilin ‘üretim kalitesi’, bir cep telefonununkine göre çok daha hayati öneme sahip. Üretimi hatalı bir cep telefonu sahibinin sinirini bozar. Üretimi hatalı bir otomobil ise, sahibinin hayatına kast edebilir. Toyota’nın otomotiv devi sayılması aslında bu detayda gizli; seksi ve hızlı otomobiller çok dikkat çekici olsalar da, işin özünde binlerce lira verdiğimiz otomobillerin bizi yolda bırakmamasını isteriz. Yani tasarım ya da performanstan ziyade üretim kalitesine kafayı takmış felsefesi Toyota’yı başarıya ulaştırdı.


Bu malesef Tesla’nın kullanıcılarını memnun edemediği bir nokta. Tüketici ürünlerinin kalite ve güvenilirliğini test eden Consumer Reports’ta Tesla’nın hikayesi pek iç açıcı değil. Model S ilk piyasaya sürüldüğünde tasarımı ve performansıyla Consumer Reports’un puanlama sistemini alt üst etmiş, ancak zaman geçtikçe ‘tavsiye edilmez’ statüsüne gerilemiş ve şu anda da ‘almaktan kaçınılması gereken ikinci el araçlar’ kategorisinde bulunmakta.


Forumlarda ise kullanıcılar üretim hatalı aktarma organlarından, çatlayan ön camlardan ve sızdıran tavanlardan bahsediyor. Bu sıkıntılar Model X’in piyasaya sürülmesini çoktan geciktirmeye başladı bile. Uzmanlara göre verilen ön siparişlerin %30-40’ı gerçek siparişe dönüşmüş durumda, çünkü müşteriler otomobile biraz zaman verip, sorunsuzluğuna inandıklarında X’i almak istiyorlar.


Model S ve Model X lüks kategoride otomobiller. Ancak Model 3 Tesla’nın ulaşılabilir otomobili olarak pazarlanıyor. Kullanıcıların yaşadığı problemler lüks olan Model X siparişlerinin üçte birini etkiliyorsa, daha sıradan olan Model 3’e etkisi çok daha büyük olabilir. S ve X’in kitlesi, bu otomobilleri ikinci ya da üçüncü araç olarak alan insanlar. 3’ün müşteri kitlesiyse güvenilirlik ve sorunsuzluk konusuna çok daha önem veren, otomobili gündelik ihtiyaçları için kullanacak büyük bir kitle.


Tesla’nın bu kitleyi mutlu edebilmesi zor bir iş. Çünkü kitle aynı iPhone gibi ‘iş gören’ ürünler istiyor. Otomobile bu kadar ilgi göstermelerinin sebebiyse marka bu güne kadar hep arzu edilen lüks otomobiller üretti ve şimdi piyasaya sunacağı ucuz model de tıpkı diğer Tesla’lar gibi arzu edilebilir olacaktır diye düşünüyorlar. Fakat müşterilerin Model 3 tanıtımında gördüğü otomobil el yapımı bir prototipti ve şimdiden ‘ortalama donanıma sahip bir Model 3 42 bin dolar civarı bir etikete sahip olacak’ açıklaması geldi. Dahası, geleneksel otomobil markaları da hem premium hem normal pazara bir çok elektrikli otomobil sürüyor. Bu markaların tecrübe ve finansal güçleriyle otomobillerini geliştirmeleri Tesla’nın Model 3’ü pazarda güçlü kılacak kaliteye ulaştırmasından çok daha basit.


Tesla Model 3’ün satılacak halini gösterdiğinde, yani müşterilerine paraları karşılığında ne elde edeceklerini gösterdiğinde, uzun dönem sorunsuzluk konularını müşterilerine tam olarak gösterebildiğinde, ön siparişe adını yazdıranların geri kalan ödemeyi yapmak yerine depozitolarını alıp çekilme ihtimali var. Üstelik bu müşteriler Model 3 hakkında hiç bir kullanıcı verisine sahip değil ve otomobil piyasaya çıkana dek finansal zorluklar yaşama riski de olan, ‘orta direk’ bir kitle. Bunları üst üste koyunca Tesla otomobili üretime aldığında belki 300 binden çok daha az bir talep için üretim yapacak olabilir.


Tesla buna benzer bir zorlukla karşılaşması muhtemel tek üretici değil. Önünde Nissan örneği var. 2011’de elektrikli Nissan Leaf için 115 binden fazla ön sipariş vardı ve Nissan buna güvenerek üretim kapasitesini arttırmak amacıyla fabrikalarına 5.6 milyar dolar yatırım yaptı. Elektrikli otomobillere olan talebin abartıldığı kadar olmamasının sonucu olarak, Nissan Leaf beş sene içinde toplamda 300 binden az sattı. Tesla’nın aksine Nissan yılda yaklaşık 5 milyon otomobil satan bir firma, marka bu satış hacmi sayesinde hesap hatasını kolaylıkla telafi edebildi.


Tabi ki 2011’den bu yana elektrikli otomobil piyasası biraz değişmiştir. Fakat Tesla’nın riskleri hala çok büyük. Apple’ın sırf marka bağlılığı ve tasarımı sayesinde 500 dolarlık telefonlardan yüz binlerce satabiliyor olması aynısınının otomobillerde de yapılabileceğinin bir göstergesi değil. Tesla bugüne kadar insanları heyecanlandırma konusunda kendini kanıtladı. Ancak büyük kitlelerin alıp kullanacağı, kaliteli ve sorunsuz otomobiller üretip üretemeyeceği henüz bilinmiyor.


Özetle Tesla Apple gibi davranan bir firma ve bu karşılaştırma ilk bakışta çok mantıklı görünüyor. Ancak Tesla’nın Apple’dan farklı olması gerekiyor. Tesla eğer acımasız bir rekabetin döndüğü ucuz otomobil piyasasında varolmak istiyorsa, çekiciden ziyade biraz sıkıcı ancak sorunsuz otomobiller üretmeye odaklanmalı ve kendini bir kez de bu konularda kanıtlayabilmeli.


Kaynak: Otopark.com


Haberin Devamı

Tesla ve Apple
Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder