Kralın politikaları ülkeyi ekonomik duraklamaya ve Rusya, Danimarka, Fransa gibi ülkelerle anlaşmazlığa götürdüğünde, İsveç halkı iktidarına karşı düşmanlık beslemeye başladı. Vergilendirme ve enflasyon halkın sırtına daha da ağır yükler yüklemişti.
1808’in sonlarına doğru, İsveç ordusu, ülkenin doğusundaki toprakların yarısını -Finlandiya’yı- taarruzda bulunan Rus birliklerine teslim etmek durumunda kaldı. Savaşı finanse edemeyen, buna rağmen barışı sağlamayı reddeden krala karşı duyulan nefret, askeri çevrelerde bile artmıştı. İşte o zaman, İsveç’in batı ordularının kumandanlığını yapmış olan Adlersparre, askeri çatışmaların ve politik baskıların İsveç’i yok etmek üzere olduğu konusunda bir bildiri yayınladı.
Tam anlamıyla ihtilalci bir manifestoydu, Adlersparre’e göre ülkeyi kurtarmak için, ordu krala karşı harekete geçmeliydi. Adlersparre ve birlikleri, Stockholm’e doğru bir halk yürüyüşü başlattılar. Bu hareket sonucu, kral güneye kaçmaya karar verdi. Ancak Stockholm bürokrasisindeki bazı kişiler tarafından yakalandı. Bunun gerçekten politik değişikliklere yol açacağından emin olmak için, Adlersparre harekete devam etti. Birlikleri, yeni bir meclis toplanana ve reformlar yürürlüğe koyulana kadar Stockholm şehrini işgal altında tuttu.
Bu hareket, 1809 İhtilali, İsveç’in modern tarihindeki tek “kanlı” ihtilal olarak tarihe geçti. Mesele şudur ki, bu ihtilal Adam Smith’ten etkilenen bir yayıncı, liberal bir subay tarafından hayata geçirilmişti.
Özgürlüğün yolu, daha önceden liberallerin umduğu kadar düz olmamıştı. Parlamento, basın özgürlüğünü yeniden yürürlüğe koydu, birkaç ekonomik reform gerçekleştirdi ve aristokrasinin ayrıcalıklarını azalttı. Ancak Liberal Parti bünyesinde birleşmiş liberaller oldukça hayal kırıklığına uğramışlardı, özellikle de bu ihtilal üzerine yeni bir kral geldiğinde. Coğrafyadaki yakın güçlerle her zaman dostluk ilişkisi kurmak isteyen İsveç Parlamentosu, Napolyon’un generallerinden biri olan Jean-Baptiste Bernadotte’u(yakında ismi Carl XIV Johan olacak olan) yeni kral olarak seçti. Rusya ile barış antlaşması imzalayarak*, ayrıca aydınlanma fikirlerine ve ötedeki reformlara karşı çıkarak herkesi şaşırttı.
Liberaller bir kez daha muhalefette kalmıştı. Gelgelelim, ihtilal Chydenius’un ifade özgürlüğü yasasını yeniden yürürlüğe geçirdi. Bu da, fikri ifade hürriyetinin göreceli de olsa serbest olduğuna, böylelikle özgün bir liberal hareketin oluşturulabileceği anlamına geliyordu.
Fransa ve İngiltere nüfuzu, 19.yüzyıl başlarına kadar liberter fikirlerin yaratılmasına destek olmaya devam etti. Toprak reformları, çiftçiler için toprakları üzerinde mülkiyet hakkını vermişti. Birçok insanın topraklarını terketmiş olmasına rağmen, zirai üretim oldukça etkili hale gelmişti. İşsizler ve fakirler şehirlere göçtüklerinde gördüler ki, büyüme ve iş verme potansiyeli olan endüstriler köhneleştirilmiş politikalar tarafından durdurulmuştu. Yerel cemiyetler şehirdeki tüm meslekleri kontrol ediyor, kimin çalışmaya hakkı olup olmadığını, ne üretileceğini, malzemenin kalitesini, kaça satılacağı hakkında tüm kararları veriyordu. Kurallar ve düzenlemeler demir ve orman endüstrisinin ilerlemesine engel oldu. Birçok ihracat ve ithalat tek kelimeyle yasaktı. Bunun bir sonucu olarak, ekonomik denetlemelere karşı muhalefet sesleri günbegün yükseliyordu.
Aynı zamanda soyluların arasında büyümekte olan bir grup, asıl sorunun imtiyazlar ve hiyerarşi üzerine kurulmuş toplumda olduğunu görmeye başlamıştı. Bununla birlikte, orta sınıf su yüzüne çıkmaya başladı. Üretimi büyümüş çiftçiler, kalkınmaya başlamış şehirli tüccarlar, bir de ne soylu ne de tüccar olan kamu personelleri; eski düzende ya da dört tabakadan** ibaret olan tekelci parlamentonun içinde bir türlü rahata kavuşamıyorlardı.
Bu gruptaki bireylerin elinde sermaye mevcuttu, ancak serbestçe girişim yapmalarına izin verilmiyordu. Fikirleri vardı, ancak bunları hayata geçirmek için yeterince özgür değillerdi.
(*Bu anlaşma ile Finlandiya’yı Rusya’ya teslim etti, ancak Danimarka Krallığından Norveç’i aldı.)
(** soylular, rahipler, esnaflar ve çiftçiler)
Orijinal Metin: Johan Norberg, How Laissez-Faire Made Sweden Rich, 25 Ekim 2013
Yazı Dizisinin Önceki Yazıları
İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Başlıyoruz
İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Parlamento Draması
Makale Alıntılama
MLA
Tartıcı, B. “İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Yeni Muhalefet” Biyogaraj. 10.04.2016
APA
Tartıcı, B. (2016, Nisan 10). “İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Yeni Muhalefet. Biyogaraj. 10.04.2016 tarihinde erişim adresi:
Chicago
Berkay Tartıcı, “İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Yeni Muhalefet,” Biyogaraj, Nisan 2016, Erişim 10.04.2016 tarihinde
Sonrası İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Yeni Muhalefet Biyogaraj ilk ortaya çıktı.
Kaynak: Biyogaraj
Haberin Devamı
İsveç’in Kalkınma Öyküsü: Yeni Muhalefet
0 yorum:
Yorum Gönder