Naciye: Evim Evim Kanlı Evim
Türkiye’deki ilk gösterimini !f İstanbul’da icra eden Türk gerilim – korku filmi Naciye , vizyon seyircisiyle buluşuyor. Yurtdışında Screamfest’te gösterilen film, karışık eleştiriler almıştı. Tanıtımlarda naturel olarak pozitif yorumları öne çıkarılan Naciye , Türk korku sinemasında iyi mi bir yerde konumlandırılabilir buna göz atalım.
Ilk olarak filmin mevzusuna özetlemek gerekirse değinelim. Naciye ( Derya Alabora ) çocukluğundan beri aynı evde yaşayan, ruhsal sorunları olan bir insandır. Haiz olduğu tek şey evidir. Bu yüzden eve gelen kiracılar çekince oluşturmaktadır. Naciye bu duruma kendince bir çözüm bulur.
Naciye , Türk sinemasında pek rastlamadığımız bir yan türe ilişik bir film olarak akıllarda kalıyor: Slasher… Türkçe’ye karakterlerin tek tek öldürülmüş olduğu, katliam filmleri diye kabaca açıklayabiliriz. Hatta bu anlatımla anlaşılamayacağından dolayı türe dair örnekler vermemiz gerekirse; Halloween, 13th Friday, Elm Sokağı Cinayetleri benzer biçimde filmleri bu türe örnek gösterebiliriz. Doğal o serilerin haiz olduğu fantastik öğeleri düşündüğümüzde, kim bilir “Maniac” filmi benzer biçimde bir örnek vermek daha oturaklı bir seçim olacaktır. İtalyan korku sinemasında “giallo” türüne tam olmasa da, akrabalık bağlarının bulunduğunu da belirtmekte yarar var.
Bir korku filmimizde gerilimi yükselten mizansenler yaratmak hakikaten de kolay iş değildir. Naciye ’nin bu açıdan oldukça başarıya ulaşmış oyun düzeni emekleri var. Ana karakterini oldukça iyi kullanabiliyor. Türk sinemasında pek rastlamadığımız netlikte vahşet sahneleri son aşama yerinde ve güzel çekilmiş. Sadece bu artılara karşın Naciye teknik sorunlara yenik düşüyor. Bu yüzden de gerek atmosfer anlamında, gerekse bir gerilim – korku filmi olarak kan kaybetmeye başlıyor.
Filmin kurgusunu ameliyata benzetirsek, Naciye ‘nin ameliyattan sakat çıktığını söyleyebiliriz. Genel olarak filmin kurgu aşamasında temel problemler var. Filmin akışına tesir eden eleştiri hatalar filmin kurgu masasında sağlam temeller üstüne oturturulmadığını seyircisine yansıtıyor. Buna paralel olarak filmin geneline yayılan gidişat sorunları ve aralara yedirilmeye çalışılan görsel imgeler anlamsızlaşarak filmin seyir zevkini etkilemiş.
Kurgu masasında halledilmesi ihtiyaç duyulan sorunlardan biri de ses bandı denilebilir. Bilhassa mikrofonun yanlış kullanımından kaynaklı düşük kalan ses kanalı, kurgu masasında artırılmaya çalışılsa da, sesin patlaması engellenememiş. Diyaloglarda karakterlerin sesleri, ortam sesinde kaybolup gitmiş. Ev içi sahnelerde de evin içine yayılan ses, filmin ses anlamında ciddi sıkıntılarının bulunduğunun kanıtı denilebilir.
Filmin bir öteki zayıf yanı ise müzik kullanımı olarak nitelendirilebilir. Filmle alakasız seçilen müzikler, filmin geneline o şekilde gelişigüzel yerleştirilmiş ki, filme vermesi ihtiyaç duyulan etkiden uzak bir seyir izlemiş. Hatta bu yüzden sessizliği yaşayamadığımız anlamış olur yüzünden, filmin gerilim sahnelerinde vites indirerek düşüşe geçmiş olduğu gerçeği yadsınamaz. Gerilim filmlerinde bu tip dinamikler, bilhassa da müzik kullanımı söz mevzusu olduğunda filmin kaderini belirleyen mühim etkenlere dönüşüyorlar. Filmdeki müziklerin tamamını kaldırdığımızda emin olun film etkisi altına alan bir hal alabilirdi.
Netice olarak bir ilk film olmasından kaynaklı olarak duruma daha ılımlı yaklaşabiliriz. Türk sineması korku türünde değişik örnekleriyle ilerisi açısından ümit veriyorlar. Sadece ilk film de olsa filmin teknik problemleri halledilmeden seyirci karşısına çıkmaması daha hayırlı bir girişim olabilirdi. Filmin kurgudaki eksikleri ve gidişat sorunları, ses bandındaki sıkıntılar, fena müzik kullanımı, bazı kısımlardan derinliksiz kalan senaristliği ile sarı saçlı hanım filmden çıkarıldığında filmin artılarına odaklanmamız mümkündür.
Derya Alabora ve öteki oyuncuların performansları oldukça yerinde olmuş. Potansiyeli olan bir senaryonun ilk draftlarında olgunlaşmadan projeye aktarıldığı fazlaca açık denilebilir. Birazcık daha üstünde çalışılsa, fazlaca daha iyi bir iş ortaya çıkabilirmiş. Filmindeki vahşet sahnelerinin de iyi çekildiğini söylemek lazım. Türk sinemasında yeni arayışlar devam ederken Naciye , slasher türüne dair yürekli bir tecrübe etme olarak dikkat çekiyor. Bu filmimizde meydana getirilen hatalar, yönetmenin gelecek filmlerinde tekrarlanmazsa Türk sineması yeni bir yönetmeni daha müjdeliyor diyebiliriz.
Kaynak: Paralel Beyazperde
Haberin Devamı
Naciye: Evim Evim Kanlı Evim
0 yorum:
Yorum Gönder