BMW 3 Serisi’nin 40 Yılı


Zamanının niş segmenti olan spor-sedanları icat etti ya da etmedi polemiğe girmiyorum, ancak 3 serisi bir takım standartları belirleyen arabalardan biri. Top Gear ekibinden Paul Horrell, 40 yaşını geçen sene deviren otomobilin her jenerasyondan bir temsilciyi kullanmış ve izlenimlerini yazmış.

Aslında bu inceleme sadece 3 serisi değil, ‘otomobil’ kavramının 70’lerin ortalarından günümüze nasıl evrildiğini özetliyor. Otomobiller teknolojiyle beraber sürekli daha yetenekli hale gelirken, bizlere farklı hisler tattırmak konusunda her nesilde gelişiyorlar.


Malesef bu gelişim 2000’lerin başında biraz değişmeye başlıyor. Teknoloji ilerliyor; ambiyans aydınlatmalar, yüksek çözünürlüklü ekranlar derken teknoloji elimizdeki direksiyona dahi müdahale etmeye başlıyor. Tarifi biraz daha zor olan, ‘otomobil kullanma’ eylemini bir keyife dönüştüren bazı tatlar ise galiba artık geçmişte kalmaya başlıyor.


Neyse, Horrell’in izlenimlerine geçelim.


E21 (1975-1982), 316



Ağabeylerinin hırçın köpekbalığı bakışlarını devam ettiren E21, 2002’den bayrağı devralan ilk 3 serisi. Otomobilin anafikri ‘basitlik’. Camları elle açılıyor, aynaları ayarlamak için açtığınız camdan dışarı uzanmanız lazım. Devir saati yok, yani ne zaman vites değiştireceğinizi kestirebilmek için motoru dinlemeniz gerekiyor!


Horrell E21 için alıştığımız standartlara göre hiç sportif değil diyor. Fakat yolda ‘akıyor’. ‘Direksiyon sistemi hidrolik değil ama çok hafif, aynı zamanda çok keskin. Virajlara fırlatıyorsunuz ve her şeyi kendi hallediyor.’ Horrell’e göre, ‘E21 haysiyetli bir otomobil’.


Üstten tek egzantrikli karbüratörlü M10 motoru, Formula 1’in 1500 beygirlik turbo çağında Brabham da kullanmış. Yani motorun potansiyeli yüksek. Küçük BMW sedan fikrinin de öyle…


E30 (1982-1991), 320is



Sıradaki otomobil bir 320is, nam-ı diğer İtalyan M3’ü. Hikayesini biliyoruz, değil mi?


E30, 3 serisi için çok büyük bir adım niteliğinde. Sürücüsünün rahatını sağlayacak yeni teknolojiler ve donanımlar barındırıyor; hidrolik destekli direksiyon, BMW’nin ilk yol bilgisayarı ya da deri döşemeler gibi. Ancak yeteneklerinden hiçbir şey kaybetmiyor, hatta üstüne ekliyor.


Horrell E30 320is için, ‘E21’e kıyasla şasi daha sert fakat harika ayarlanmış. Durur vaziyetteyken direksiyonun hidrolik olduğunu anlıyorsunuz ama o kadar. Hareket etmeye başladığınız anda direksiyonun tepkileri çok doğal.’ diyor.


‘Otomobille virajlara girdiğinizdeyse arkasının dışarıya uzanmalarını fark ediyorsunuz. Bu da eski nesil arka süspansiyonun miyadını doldurduğunun bir işareti.’


BMW de bunu biliyordu ve boş beyaz bir sayfa açıp 3 serisini baştan yaratmaya karar verdi…


E36 (1991-1998), 323i



E36, E30 ve E46’nın yanında biraz unutulan bir 3 serisi ancak her detayıyla tam bir 90’lar makinesi. Önceki nesilden sonra E36, BMW’nin ileriye attığı en büyük adımlardan biri. Daha büyük gövdesi, tamamen farklı tasarımı, tek parça farları, daha rahat bir iç hacim, daha gelişmiş yol bilgisayarı – ki bu otomobildeki sistemi BMW, ‘i-drive’ın atası’ diye tanımlıyor – gibi detaylarıyla E30’dan çok farklı bir otomobil. Tüm bu değişimlere rağmen otomobilin özü hala çok basit, mekanik ve en az E30 kadar sürüş odaklı.


Horrell’ın E36 için düşünceleri şöyle; ‘E36 ‘sihirli’ bir otomobil, süspansiyonu ustaca tasarlanmış, direksiyon ise adeta sizin düşüncelerinizi okuyor. E36, 3 serisinin şöhretini kazandığı otomobil. Bir daha hiç böyle fark yaratamadılar.’


E46 (1998-2005), 328Ci



E46, devrimden ziyade evrim niteliğinde bir otomobil. E36’ya benzeyen bir tasarımı var, ebatları da çok farklı değil. Sanki E36’nın daha iyi üretilmiş bir versiyonu gibi. Mükemmele yakın direksiyonu ve şasisiyle daha olgun bir otomobil. Tasarım olaraksa oranlarıyla ve detaylarıyla şarap gibi ve tamı tamına bir BMW.


Horrell’e göre, ‘E46 bugün satın alabileceğiniz otomobillere kıyasla çok daha tatmin edici bir makine. Direksiyonu tam bir keyif unsuru, yol tutuşu ve dengesi BMW’nin çıkabildiği en üst noktalarda; E36’dan daha az yatıyor ve gövde hareketlerini çok daha iyi sönümlüyor. Çok dingin bir şekilde viraj alıyor.’


Ancak Horrell, 18” jantları ve daha sert frenlerinden dolayı E46’nın yol hissiyatını E36’ya göre daha sert bulmuş.


E90 (2005-2012), 320si



Bu otomobil 3 serisinin parıltısını kaybetmeye başladığı otomobil. Chris Bangle’ın fırça darbeleri, ilk nesil kullanışsız i-Drive sistemi ve içindeki plastik hissiyatı ilk akla gelenlerden. Bugünün spor otomobillerinde bile zor gördüğümüz sürüş özelliklerine sahip olsa da, önceki nesillerin sürücüye tattırdığı bağlılık hissiyatından uzakta.


Paul Horrell’ın E90 hakkındaki düşünceleri şöyle;


‘Daha ağır hissettiriyor, daha büyük bir otomobil ve geçmiş versiyonlardan çok daha ciddi bir araba. Peki daha sempatik mi? Hayır.’


‘Bu modelde M departmanı tarafından ayarlanmış bir süspansiyon ve geniş lastikler var. Sürüşü sert, direksiyonu anlamsız derecede ağır ve motorun karşılayabileceğinden çok daha fazla yol tutuyor. Yine de 4 silindirli motoruyla 7300 devir çevirmek keyifli ve kısa yollu şanzıman sizi biraz çekiyor.’


‘Bu otomobille biraz daha modernleşiyoruz. Daha büyük, daha rahat, daha güvenli. Ancak keyif unsuru yavaş yavaş yok oluyor.’


F30 (2012’den günümüze), 340i



M departmanından çıkmayan en hızlı 3 serisi, M3 hariç bugün satın alabileceğiniz tek sıralı 6 silindir ve turboşarjlı.


F30 harika bir araba. Çok hızlı, süper yol tutuyor ve bugüne kadarki bütün 3 serilerinden daha konforlu ve daha geniş. Fakat eski modellerin sizde uyandırdığı heyecanı bu otomobilde hissedemiyorsunuz, modern zamanların bir işareti bu. Ne 3 serisinin ne de BMW’nin hatası, artık işler böyle yürüyor.


‘Aynı yolda ve aynı süratte ne E36 ne de E46 kadar keyifli değil.’ diyor Horrell. ‘Artık bütün 3 serileri turbolu ve çok az insan sıralı 6 silindirli modeli tercih ediyor. Artık 3 serisinin ağırlık merkezi değişti.’


‘Eskiden küçük E36 bir mücevher gibiydi, sadece görmek bile insanın yüreğini hoplatırdı. Şimdiki 320d’ler çok daha büyük, daha ekonomik ve E36 dönemlerine göre fiyatı daha makul.’


‘Bunlar büyük resme bakınca güzel şeyler. Peki 320d’yi yolda görmek yüreğinizi hoplatıyor mu?’


Paul Horrell’ın yazı dizisi için tıklayın.


Kaynak: Otopark.com


Haberin Devamı

BMW 3 Serisi’nin 40 Yılı
Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder