Demirtaş’a eleştiri: Sen neyin kafasını yaşıyorsun Selocan?

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Diyarbakır’da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı sert bir dil ile eleştirerek, “İşte Diyarbakır’dayız, buradan sesleniyorum; Sen neyin kafasını yaşıyorsun Selocan? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” dedi.

DSP PM Toplantısı, Genel Başkan Önder Aksakal başkanlığında Diyarbakır`da yapılmış oldu. Partisinin PM toplantısı öncesi Vali Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile görüşen Aksakal, Hakkaniyet Eski Bakanı Hikmet Sami Türk ve beraberindeki partililerle beraber sulh güvercini havalandırdı. Bir otelde meydana getirilen PM toplantısında konuşan Aksakal, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş`a sert eleştirilerde bulunmuş oldu. Cumhuriyetin temel değerlerine gönülden bağlı, solcu seçmenlerin kandırıldığını korumak için çaba sarfeden Aksakal şunları söylemiş oldu:

GEREKEN DERS VERİLİR

“Terör örgütü, kendisini var eden efendilerinin emrinde, onların böl-parçala-yönet stratejisine uygun şekilde korku, gözdağı ve sertlik uygulamalarını sürdürmektedir. Olan da, görüldüğü benzer biçimde ilk olarak burada yaşayan halka, doğrusu kendi canından-kanından insanlarımıza olmakta. Siyasetlerini, hem de parlamentoda da temsil etmek adına, efendilerinin medya mekanizmasının yardımı ile bir de parti kurup, topluma `Türkiye`nin Partisi` diye yutturmaya çalıştılar. Yurtsever, demokrat, solcu, Cumhuriyet`in temel değerlerine gönülden bağlı bir seçmen kitlesini de kandırarak, parlamentoya girdiler ve bu tiyatroyu sürdürüyorlar. Buradan tüm yurttaşlarımıza, bilhassa Diyarbakırlılar`a sesleniyorum; kendi vatanını cehenneme çevirenler, insan haklarından söz edebilir mi? Silahlanmanın ve hızla gelişen teknolojinin bugün geldiği noktada, kendi sokaklarına hendekler kazıp, sözde direniş adı altında, kendi insanını ölüme mahkum edenler için, zekaları 1389 yıl öncesinde kalmış denmez de ne denir? `Analar ağlamasın` diyenlerin, aslına bakarsak `İstediğim eğer olmazsa ananızı ağlatırım` demesi değil mi bu? Amaçları açıktır. Bölge insanını yıldırmak, bu toprakların, Irak`ta olduğu benzer biçimde başka iradelerin eline geçmesine aracı olmaktır. Tarihte buna benzer dönemleri Türkiye halkı yaşamıştır. Iyi mi ki bu coğrafyanın insanları, Kurtuluş Savaşı`nda Fransız işgal güçlerini geri püskürtmeyi becerdiyse, bu gün de aynı amaç uğruna çalışanlara lüzumlu dersleri vermesini bilir` dedi.

AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYOR MU?

Özyönetim ve özerklik mevzularındaki sözlerine atıfta bulunmuş olduğu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında da eleştirilerine devam eden Aksakal, `Kendilerini Türkiye`nin partisi benzer biçimde lanse eden, sadece tüm siyasal söylemlerini bölücü başının affedilmesine, özgür sözde Kürdistan idealine ve internasyonal emperyalizmin Ortadoğu bölgesindeki yeni devlet yapılanması, stratejisi noktasında tutan bir parti, sol bir parti olabilir mi? Elbet hayır. Bunların, ülkenin doğu-güneydoğu bölgesinde yüzlerce senedir yargı devam eden, bu bölgede yaşayan insanları eğitimsiz, yoksul ve kul düzleminde tutan baskıcı, feodal yapının ortadan kaldırılmasına yönelik bir tek söylemine şahit olanınız var mı? Yok. Bu partinin programında bile bir tek kelime feodalizm yazmaz, toprak reformundan bahsedilmez. O halde, siyasal yapılanmasını, gene bu bölgedeki toprak ağalarının, şıhların, şeyhlerin, terör örgütünün tahakkümüne ve iradesine teslim etmiş bir parti, ne Türkiye`nin partisidir, ne de bir sol partidir. Şimdi bu partinin sayın eşbaşkanları çıkmış, `Özyönetim, özerklik, gerekirse bağımsız devlet` falan sözleri ediyorlar. İşte Diyarbakır`dayız, buradan sesleniyorum; Sen neyin kafasını yaşıyorsun Selocan? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Eline almışsın bir bağlama, tutturmuşsun bir `Kürt problemi` türküsü gidiyor. Evet, bu memlekette bir Kürt problemi var, o da bu saydığım ağaların yarattığı sorundur. Bilin ki, bu millet, bu probleminin da üstesinden elbet gelecektir. Zaman geçmeden kendinizi toplayın. Demokrasiye ve hukuka güvenin. Hakkaniyet geç de olsa kesinlikle tecelli eder. Beşeri hakkaniyet elbet ki beklentimizdir fakat tanrısal adaletten kimse kaçamaz. Bugün yetim bırakılan, anasız-atasız bırakılan sabilerin ahı hiç kimseye kalmaz` diye konuştu.