17 Aralık operasyonunda, “Başbakan da istifa etmeli” diyen Erdoğan Bayraktar, TÜRGEV’i savunurken üyelere öneride bulundu.
TBMM Soruşturma Komisyonu’na ifade veren eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kurucusu olduğu TÜRGEV’e yardımcı olduğunu, ancak imar değişiklikleri karşılığında arazi ve para bağışında bulunulduğu iddialarının doğru olmadığını savundu.
Bayraktar, komisyon üyelerine “Senin de yerin varsa sen de TÜRGEV’e ver, sevap kazanırsın” dedi. İşadamı Ali Ağaoğlu’nun bela bir adam olduğunu belirten Bayraktar’ın “Daha da ileri laflar edilebilir” demesi üzerine Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün “Daha ilerisini boşver” dedi.
Bayraktar, “Konuşma diyorsunuz ama dertliyiz” diyerek Ağaoğlu’yla ilgili olumsuz açıklamalarını sürdürdü. Bayraktar’ın ifadesi sırasında AKP’li üyelerin sık sık bakana ve muhalefet milletvekillerine müdahale etmesi dikkat çekti. Bayraktar, “Hakikaten suçluysam Yüce Divan’a da gitmem lazım, ama buradaki tapeler de incelendiği zaman işin gerçek durumu ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
TBMM Soruşturma Komisyonu’na yaklaşık 1.5 saat ifade veren, ancak yurtdışı gezisi olduğu için uçağa yetişeceği gerekçesiyle bazı sorulara yazılı yanıt vereceğini belirten eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, şu açıklamaları yaptı:
Alındım ve sitem ettim: (Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla projeleri onayladığı, asıl başbakanın istifa etmesi gerektiği sözlerinin anımsatılması üzerine) O ortam anormal bir ortamdı yani 17 Aralık’tan 25 Aralık’a kadar olan süreç normal bir süreç değildi. Orada ben ne diyorum: Yasalara uygun olarak onayladığımız.. Herhangi bir kimseyi suçlama yok. Sadece orada bir alınganlık ifadesi var o günün şartlarında. Orada ben çalışkan, dürüst olduğumu ima etmeye çalışıyorum, yoksa başka birşey değil ki. O bir alınganlık, bir sitem ifadesidir. aşbakan’ın bana yanlış birşeyi “onayla, bunu yap” diye bir talimatı yok ama doğruysa “yap” diye çabuklaştırma yönünde olabilir. Ne kadarını Başbakan talimatıyla onayladığımızı hatırlamıyorum. Ekstrem olayları Başbakan’a arzederdik. (Zorlu Center’ın Beşiktaş’taki projesi ile Özyazıcı İnşaat’ın Yalı Ataköy Projesi’nin onaylanan 6 projenin içinde olup olmadığı) Onlar evet. Tapelerde bizim usulsüz bir iş yaptığımız, bir menfaat temin ettiğimiz var mı, menfaat yok.
Başbakan ‘Ağaoğlu’nu kovala gitsin’ dedi: (Ali Ağaoğlu’nun projesi için tapelere göre Erdoğan’a yarım saat yalvardığı iddiası) Bu plan orada belli, büyükşehirde iki sene yaptık yapıyoruz diye adamı oyalamışlar. Ondan sonra bana geldi fakat Ali Ağaoğlu beğenilmiyor bizim tarafımızdan, yani yapısı hareketleri beğenilmiyor. Başbakan onun için “Bu adamı kovala gitsin” dedi. Evet yalvardım. Adamın kendisi hakikaten ne menem adam ama burada mağdur edildi adam. Daha ileri laflar da söylenebilir. (Başkanın daha ilerisini boşver demesi üzerine) Başkan konuşma diyor ama biz de dertliyiz. Yani adam benim nezdimde makbul bir adam değil, bela bir adam olduğunu söylüyorum. Ama adam haklı, dosyayı inceledik, haklı. Mağduriyetini gidermek bizim görevimiz değil mi devlet olarak, yatırımcının önünü açmak? Onu yaptık.
Oğluma 20 kere görüşme dedim: (Ağaoğlu’nun komisyona verdiği ifadede kendisini 1970 yılından beri tanıdığı ifadesinin sorulması üzerine) Hiç tanımam onu ben, yalan söylüyor. Ben onu 2004 yılında tanıdım. Bir ispat etsin, hiç tanımam. Oğlum Abdullah’a da en az 20 sefer dedim: “Bu adamla görüşme, görüşme, görüşme”, şahittir herkes, görüşme bu adamla. Benim oğlumla tek görüşmem var tapelerde. Bir tek şey günü bana diyor ki: Baba polisler evi bastı. Başka bir görüşmem var mı? Çünkü kızıyorum ona, görüşme diyorum görüşüyor onunla, buldu belasını işte, çok da iyi oldu.
Ağaoğlu muradına hep eriyor: (Ağaoğlu’nun Oğuz Bayraktar’dan işlerin hızlanması için ricada bulunduğu ifadesinin sorulması üzerine) Bulunabilir, o doğrudur. (Size bu ricayı iletti mi sorusu üzerine) Hayır, benimle konuşamaz. (Ama işler çabuklaşmış, Başbakan’a gidilmiş denmesi üzerine) Başbakan’a gittiyse bu adam gidemez mi iş adamı? Türkiye’nin en meşhur işadamı. (Muradına ermiş denmesi üzerine) Muradına hep eriyor da. Yani bizimle alakası yok, onun muradına erdiklerinden yani biz o işlerden anlamayız. (Ağaoğlu’nun tapelerde geçen “bakana talimat verdi büyük patron” ifadesinin anımsatılması üzerine) Benimle ilgisi yok onun. Bana Başbakan hiçbir konuda bu işi kesin yapacaksın dediğini ben hatırlamıyorum. Biz iğnenin ucu kadar yasaların dışına çıkmadık.
‘Kafana göre yap’ derken başımdan savıyorum: (Ağaoğlu’nun İstanbul’un silüetini bozan binasıyla ilgili “bildiğin gibi yap” ifadesinin sorulması üzerine) Başımdan savıyorum, yani defol git diyorum ona. Ben Kadir Bey’le (Kadir Topbaş) konuştum. “Buranın yüksekliği 63 metre, büyükşehire 70 metre getirdi” dedi. Çünkü silüet için büyükşehirden geçmek zorunda. “Bunu 63 metreye düşürsün” dedi. Ben de Ağaoğlu’na dedim ki: Sen burayı 63 metreye düşür. O da bana “Onlar yanlış söylüyor, yan bitişiğimiz bina var, 70 metre” dedi. O zaman bildiğin gibi yap diyorum, yani adam laf dinlemiyor. Burada adamın kendisinin yapma yetkisi yok, belediye verecek ruhsatını, yapamaz ki. Ben de orada adamın yüzüne karşı ağır laf diyemem ki, hakaret mi edeyim? Mecberun dedim bildiğin gibi yap, kafana nasıl uyuyorsa öyle yap dedim, defol git manasında. (Büyükşehir niye yapmamış sorusu üzerine) Onu Aziz Babuşçu’ya sorun.
TÜRGEV’in kurucusuyum ilgilendim: (Başbakan’ın talimatıyla Ağaoğlu’nun TÜRGEV’e 10 dönümlük arazi vermesi) Bakanlıkla ilgili değil bu, benim şahsımla ilgili. Ben TÜRGEV’in kurucusuyum. TÜRGEV eğitim hizmetlerine yardımcı olan bir vakıf. Orada o arsaların hiçbiri verilmedi. Ben TÜRGEV’in kuvvetlenmesini isterim. Onu bunu da müdafaa edecek değilim ama Bilal’i ben tanırım, çocukluğundan beri tanırım. Bilal bana göre dünyanın en dürüst adamıdır. Katiyen parayla pulla, bilmem neyle işi olmaz. Vakfa hizmet etmeye çalışıyor çocuk. Biz de vakıfa yardımcı olmaya çalıştık. Orada bir para, bir rüşvet, suistimal, bir nüfuz ticareti böyle birşey kesinlikle sözkonusu değil. O arsaların hiçbirisini de alamadı. O vakıfla şu anda bir ilgim kalmadı ama gene bana deseler yardımcı olmaya çalışırım. Ama yasaya aykırı en ufak birşey yok.
TÜRGEV’e ver, sevap kazan: (Tapelerde “Biri şeye verin, biri de (1 milyon dolar) TÜRGEV’e versinler” dediğinin anımsatılması üzerine) Versinler ne olur ya? Senin de yerin varsa sen de TÜRGEV’e ver ya, sevap kazanırsın. Ama öyle birşey demedim, öyle birşey yok. Parasıyla alacak veyahut da birisi hibe edecekse etsin.
KAYNAK: Emine Kaplan / CUMHURİYET
Haber Kaynağı: Rahatsız
0 yorum:
Yorum Gönder