Bu ünlü ismi tanıyabildiniz mi?

Göğebakan, babası Hasan Göğebakan ile birlikte 1971 yılında Almanya’da elinde mikrofon ile türkü söylerken fotoğraf çektirdi.

Göğebakan o günden sonra ölene kadar bir daha mikrofonu bırakmadı. Kansere yakalandığı için zor günler geçiren Göğebakan, çok zayıflamasına ve halsiz düşmesine rağmen arkadaşlarıyla birlikte otobüse binip şehir şehir dolaşarak konserlerine devam etti. Göğebakan konserlerinde eskisi gibi ayakta coşkulu olmasa da bir sandalye üzerinde oturarak devam etti.


“İLK KASEDİNİ 4 YAŞINDA YAPTI”


Göğebakan’ın annesi Hatice Göğebakan oğlunun ilk kasetini 4 yaşında Almanya’da doldurduğunu belirterek, “O günden oğlumun sanatçı olacağı belliydi. 4 yaşında kasete sesini almıştık. O zaman anadolu rock değil de türkü söylüyordu. İlk kez 6 yaşında teyzesinin oğlunun düğününde sahneye çıktı. O zaman alkışın tadını aldı. Bir daha da bırakmadı. Okulda mezuniyetinde sahne aldı, sonra kendi düğününde sahne alıp şarkılarını söyledi” dedi.


İlkokul 3. sınıfa geldiğinde bağlama istediğini ancak yaşı küçük olduğu için ona cura verdiklerine dikkat çeken anne Göğebakan şunları kaydetti:


“Sonra Ali Limoncu Saz Evi vardı Adana’da, oraya yazdırdım. Aylık ücretiyle oraya gidip geliyordu. Sonra “Anne bu adamlar pek bir şey bilmiyor beni gönderme” dedi. 3 ay gitti geldi “Benim öğrendiğimi bana söylüyor. Ben bunların eğitimini beğenmiyorum, ben bunların hepsini biliyorum zaten” dedi.


Kendi kendine öğrendi. Cura küçük geldi saz aldım sonra divan sazı aldım derken bunlarla tellilerle başladı. Liseye geçtikten sonra sazı da beğenmedi “Anne ben gitar istiyorum” dedi ve gitar aldık. Ondan sonra gitarla başladı. Edip Akbayram, Cem Karaca ve Barış Manço sevdi bunlardan ilham alarak kendisini geliştirdi.”


“BİSİKLETİNİ SATIP İSTANBUL’A GİTTİ”


Göğebakan, kendi kendine ilk yazdığı şarkının ‘Ben Sana Aşık Oldum Birtanem’ olduğunu hatırlatarak, “Kendi kendini geliştirdi Kehribar’da çıkmaya başladı. Avni Anıl’ın açmış olduğu Musiki Cemiyeti’nde yarışmaya girdi. 25 kişinin alındığı yarışmada 3′üncü oldu. Daha sonra Çukurova Üniversitesi Şam Bölümü’nde hocalık yaptı. Öyle öyle derken Kehribar’da çıkarken Hasan Topaloğlu dinlemiş, “Murat ben müzik merkezi kuracağım ve seni yanıma alacağım” dedi ve bunu da yaptı.


Murat 1995 yılında İstanbul’a gitti. Bu arada babası iflas etmişti elimizde paramız yoktu Murat yeni bir bisiklet almıştı onu satıp İstanbul’a gitti. İstanbul’a gittiğinde arkadaşının evinde kaldı. Kışın oraya gittiğimde tabağın içine herkes parasını koyup oradan para harcanıyordu. Ben gittim dolapları doldurdum, temizlik yaptım kızımla birlikte dönerken bizde tabağın içine para koyduk. Murat ilk gittiğinde çok zorluk çekti. Saatlerce yürüyerek gidip şarkı söylüyormuş. Oğlum böyle ünlendi” diye konuştu.


Kaynak: İHA


Share on Google Plus

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum:

Yorum Gönder